4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TUTUKLULUK İNFAZA DÖNÜŞMEMELİ

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 3. Yargı Paketi kapsamında "kaçma ve kuvvetli suç şüphesi" nedeniyle tahliye talebi reddedilen, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet HABERAL, kamuoyuna açık çağrıda bulunan bir mektup kaleme aldı.
CHP Zonguldak Milletvekili ve bilim adamı, Sayın Prof. Dr Mehmet Haberal tahliye talebinin, soyut ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı gerekçesi ile reddedilmesini, milli iradenin tutsak alındığının göstergesi olduğunu ifade etti. Ayrıca , "Bir bilim insanı ve milletvekili olarak, bu haksızlığa, bu zulme ve bu adaletsizliğe niçin maruz bırakıldığımı, aziz milletimizin takdirine sunuyorum" diyerek çağrıda bulundu.
Sayın Prof. Dr. HABERAL, Hukuksal hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, 3 yıl 4 aydan beri tutuklu olarak devam eden yargılama sürecinde, isnat edilen suçlamaların tamamıyla gerçek dışı iftiralardan ibaret olduğunu, bu durumu da mahkeme huzurunda somut belgelerle kanıtladığını belirtti.
Ayrıca duruşmadaki çapraz sorgusunda, terörle ilgili tek bir soru dahi sorulmadığını vurguladı. Evinde ve işyerinde yapılan kapsamlı aramalarda en küçük bir delil dahi bulunamadığını ifade eden Haberal, şahsına ait sadece tek bir el bilgisayar bulunduğunu, söz konusu bilgisayar üzerinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce yapılan inceleme sonucunda "herhangi bir suç unsuruna rastlanılamadığını" belirtti.
Savcılık aşamasında, bilgisayarının avukatlara iade edildiğinin altını çizen Haberal, kurucusu olduğu üniversiteye, bağlı kuruluşlar ve televizyon kanalında, başkalarına ait odalarda yapılan aramalar neticesinde el konulan ve kendisiyle bir ilgili bulunmayan CD/DVD ve disket üzerinde, herhangi bir suç unsurunun bulunamadığına ilişkin bilirkişi raporu bulunduğunu da hatırlattı.
Başkent Üniversitesi Rektörü-Prof. Dr. HABERAL, duruşmadaki çapraz sorgusunda, "TERÖRLE" ilgili tek bir soru dahi sorulmadığını söylüyor. Oysa O, Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etmedir. İstenen Ceza ise İki kez ağırlaştırılmış müebbet, 15 yıldan, 22 buçuk yıla kadar hapsidir.
Sayın Prof. Dr. HABERAL," Tüm bu gerçeklere rağmen, mahkemenin tutukluluk haliminin devamına ilişkin kararında, halen dahi bilgisayarımda ve diğer sanıkların bilgisayarlarında elde edildiği ileri sürülen, ancak hiçbir şekilde var olmayan belgelerin, sözde gerekçe gibi gösterilmeye çalışılması, maddi gerçeğe aykırı ve inandırıcılıktan yoksundur" değerlendirmesinde bulunuyor.
Sayın Prof. Dr HABERAL, Başbakan Bülent Ecevit'in, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'ndeki tedavisi süreci ile ilgili, tanıklar tarafından ortaya atılan ve somut hiçbir belgeye dayanmayan, mesnetsiz iddiaları olduğunu belirttikten sonra ". Rahşan Ecevit tarafından, defalarca yalanlandığını, belgelerle çürütüldüğünü " iddia etti.
Elbette CHP Zonguldak Milletvekili, Prof. Dr. HABERAL, hakkında kararı yargı verecektir. Ancak ABD' nin, 2011 terör raporunda, Türkiye'de, "terörle mücadele yasalarını uygulayan, Türk yetkililerin, yüzlerce siyasi eylemciyi, gazeteci, ordu yetkilileri ve diğerlerini, terör kanunları altındaki suçlardan, bir yıldan fazla süredir tutuklu tutup, bu kanunları fazla derecede, siyasi söylemlere sıkıştırarak uyguladığı" yönünde eleştiriler yapıldı.
Yine ABD' nin, 2011 terör raporunda,"tutukluluk düzenlemelerinin, terörizm ve diğer konulardaki şüphelilerin duruşmalarını beklerken, 5 yıla kadar hapiste tutulmasına imkan verdiği ifade edilen raporda, siyasi liderlerin, mevcut Terörle Mücadele Kanunu'nda reforma gidilmesine yönelik açıkça konuşmaya başladığı ama 2011 yılı sonuna kadar, bu konuda spesifik bir taslağın hazırlanmadığı da yer aldı.
Sayın Prof. Dr. HABERAL' la, tanışmadık. Gerçekleştirdiği hizmetleri, özellikle de organ nakli ve yanık tedavisi alanında yaptığı çalışmaları ile tanıdık. Ancak Başkent Üniversitesi ile ilgili yazdığım yazılarımdan sonra, telefonla yaptığı teşekkür konuşmasında, " BU ÜLKE İÇİN ÇALIŞMAK, ÜRETMEK VE BİR KARIŞ TOPRAĞINI KORUMAK, BİZİM İÇİN EN KUTSAL GÖREVDİR" sözü hala hafızamdadır.
İnsan olarak, DÜŞÜNEN VE ÜRETEBİLEN BEYİNLERE" sahip çıkmak zorundayız. Hele bu insanımız, fiilen yaptığı "ORGAN NAKİLLERİ" ile her hafta birçok kişiye can vermiş, tutuklanırken dahi hastalarını düşüyorsa, bu insanlarımıza, sahip çıkılmalıdır. Çünkü "bilim adamları" kolay yetişmiyor.
Ayrıca tutukluluk, ceza niteliğinde değildir. Makul süre içinde, sona erdirilmesi gerekir. O nedenle de tutukluluk, cezaya, ya da infaza dönüşmemesi gerekir. Aksi halde tutuklu insanlarımız, zor durumda kalırken, adalete olan güven de yok olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi