Sivrihisar Sosyal, Kültür ve Dayanışma Derneği ve SEV' in düzenlediği kahvaltıya, YÖK Üyesi Sayın Prof. Dr. Mehmet Şişman, ESOGÜ Rektörü, Sayın Prof. Dr. Hasan Gönen ve Anadolu Üniversitesi Rektörü, Sayın Prof. Dr. Davut AYDIN katıldılar.
Kahvaltıda konuşma yapan Rektörler, "Üniversite- Kurum/kuruluşlar" ve "Üniversite- Sanayi" işbirliğinin önemi üzerinde durdular. Bu alan Sivrihisar' da yaptıkları çalışmalardan bahsettiler. Ayrıca her alanda, işbirliğine de hazır olduklarını da vurguladılar.
Ayrıca Sayın Prof. Dr. Davut AYDIN' la, Eskişehir'in, Alpu ilçesinde kurulacak olan Anadolu Üniversitesinin çeken ve çekilen araçların ve bileşenlerinin sertifikasyon testlerinin yapılabileceği bir araştırma merkezi üzerinde de konuşma fırsatı bulduk.
Sayın Prof. Dr AYDIN, "Çeken ve çekilen araçların, üretim esnasında ortaya çıkabilecek aksaklıkların belirlenmesi amacıyla, bu hız testlerinin mutlaka yapılması gerekiyor. Burası ayrıca bir sertifikasyon merkezi olması yanında, aynı zamanda araştırma ve geliştirme merkezi olacak. " dedi.
Ayrıca ülke ve kent açısında, önemli olan Raylı Sistemler Ar-Ge Test Merkezi Anadolu Üniversitesini, üretken bir üniversite haline getirecektir. Ulusal ve uluslararası alanda, tanınan bir üniversitemizi, daha da iler boyutlara taşıyacaktır. Yurtiçi ve yurtdışındaki diğer üniversitelerle, çeşitli konularda işbirliği yapması, özelikle de üretken üniversite olma yolunda kararlı olması, üniversitenin, geleceği açısından umut vericidir.
ESOGÜ ise her fakültesinde, güçlü bir öğretim kadrosuna sahiptir. Üniversite rekabetçi, özgürlükçü ve bireysel ortamıyla, öğrencilerine kendilerini geliştirmeleri için, imkânlar ölçüsünde her türlü olanağı sunar. Hemen her fakültede, internet salonu vardır. Son yıllarda üniversite Seçme Sınavlarında, dereceye giren öğrencilerin, tercih ettiği bir üniversite olarak dikkat çekiyor.
ESOGÜ' nün, CITATİON INDEX Yayınların da Eskişehir' in, yüz akıdır. Bu başarısı, yeniliğe kapı açan, her türlü fikrin tartışılabildiği, yaratıcılığın gerçekleştirildiği, unvan ve makamların fazlasıyla önem taşımadığı, hiyerarşinin bulunmadığı, bilimsel özgürlüğün ve bilgi birikiminin oluştuğu, bir ortamın yaratıyor.
Sayın Prof Dr. GÖNEN ve yardımcısı Sayın Prof. Dr. ÜNLÜOĞLU, yakından tanıyoruz. Bütün zorlukları aşabilecek, tecrübe ve deneyime sahiptirler.. ESOGÜ' nün, sorunlarını çok iyi biliyorlar. İyi gözlem yapıyorlar, her zaman güven ve ihtiyaç duyulan, işlerinin ehli yöneticiler olarak gördük.
Elbette her iki üniversitemizde, işler kolay değildir. Çünkü ülkemiz ve Eskişehir'deki üniversitelerin, yönetim, araştırma fonu, yayın kalitesi, altyapı, nitelikli öğrenci bulma, yüksek lisans, doktora eğitimi, bilgiye erişim, İletişim ve haberleşme, kongrelere ve sempozyumlara katılma ve bunları düzenleme, , öğretim üyelerinin özlük hakları, özellikle de Bilim Politikası ve Bilimsel Araştırma Programı ve imkân yetersizliği ve nitelikli öğretim üyesi ve elemanı bulma gibi ciddi sorunları var.
Her iki rektörümüzün konuşmalarında, çevreleri ile işbirliğinde karalı olduklarını gördük. Bu durum hem kurum/kuruluşlarımız, özellikle de sanayimiz, açısından umut vericidir. Çünkü Ülkemizde, "sanayi üniversite" , "kurum/kuruluşlar- üniversite", işbirliğini, iki açıdan gereklidir. İlki, teknik anlamda gelişme ve desteği sağlamak için, üniversitelerden yararlanmak. Diğer ise danışmanlık almak ve üniversitelerde kaliteyi, en önemlisi de mezunlarının, istihdam edilebilirliğini artırmaktır.
Ülkemizdeki, üniversitelerimiz teknoloji üretecek yeterli imkân ve olanaklara sahip değildir. AR-GE çalışmaları, yok denecek kadar azdır. Bugün Ar-Ge faaliyetleri içinde, en önemli iki sorun olan, insan gücü ve parasal kaynak yetersizliği, kısa sürede çözülecek sorunlar da değildir. O nedenle de bu sorunların çözümü için, ciddi bir planlama, kararlı ve uzun vadede sabırlı bir uygulama gerektirmektedir.
Ayrıca ülkemizde, özellikle de üniversitelerde, Ar-GE faaliyetlerine ayrılan kaynaklar kafi değildir. Bundan daha önemlisi araştırıcı sayısı, hem mutlak sayı olarak, hem de uluslararası düzeyde üretim yapabilmek elaman bakımından, son derece yetersizdir. Ayrıca Ar-GE personelinin, büyük bir yüzdesini barındıran üniversitelerimizde, eğitim-öğretim yükü, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine, pek zaman bırakmayacak ölçüde yüksektir.
Anadolu ve ESOGÜ üniversitelerimiz, her alanda küçümsenmeyecek seviyeye ulaşmıştır. Hedefleri ise makrodur. İnanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda, bu başarılı çalışmalarını daha da ileri boyutlara taşıyacaklardır. Her iki rektörümüzü de çevre ile işbirliğinde, üretken ve evrensel üniversite olmada, kararlı gördük. Çünkü üniversitelerde, KALİTE, öğrenci artış ile değil, nitelikli öğrenci, öğretim üyesi ve nitelikli alt yapı, en önemlisi de bilgi ve teknoloji üretme ve ülke sorunlarını, çözme performansı ile eşdeğerdir.
