4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

UYUŞTURUCU FELAKETTİR

Uyuşturucular, insanımızın bugününü ve yarınlarını, karartan, insanımızı, benliğinden ve milli kültürünüzden koparan, bir felakettir. Merak ve özentiyle başlayan, sigara içme, daha sonra gelen alkol alışkanlığı ve bir üst derecesi olan alkol bağımlılığı uyuşturucu bataklığına, düşmenin habercisidir.
Uyuşturucu ile ahlaki değerler geçersizdir. Ahlakın geçersiz olduğu ortamlarda, bütün değer hükümleri tersine dönmüş, maddi ve manevi dengeler bozulmuş, sorumluluklar yitirilmiştir. Uyuşturucu kullananlar, ancak, uyuşturucu tacirlerinin kazanç kapısı olurlar..
Yeşilay'ın, istatistik ve diğer verilere göre açıklamasına göre, Türkiye'de, 8 milyon uyuşturucu kullanan var. Alkol bağımlısı ise 25 milyon olup, bunların 8 milyonu alkoliktir. Sigara tiryakisi ise 30 milyondur. Sigaraya başlama yaşı 11, alkole başlama yaşı 12, uyuşturucu kullanma yaşı ise 13'e inmiştir.
Türkiye'de, 6 yıl önce uyuşturucu kullananların sayısı 6 milyon idi. Son 6 yılda 2 milyon artış korkunç bir çöküştür. 1980 yılı istatistiklerine göre Türkiye'de kişi başına 1 litre alkollü içki ve 1 kilo tütün düşüyordu. Bugün kişi başına 22 litre alkollü içki ve 2.5 kilo sigara düşmektedir. 1930'lu yıllardan, 1960'lı yıllara kadar uyuşturucu (esrar) kullananlar son derece az idi. Uyuşturucu kullananların yüzde 90'ı fakir ve orta gelirli aile çocuklarıdır.
Uyuşturucu ile mücadele, okul, kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar bazında yapılmalıdır. Ancak bu alanda, başarılı olunmak isteniyorsa, toplumun tüm kesimleri, sorumluk almak zorundadır. Çünkü alkol/madde bağımlılığı, insanımızın ve ülkemizin başına gelebilecek en büyük felaketlerden, beklide en önemlisidir.
Ülkemizde, uyuşturucu ile güvenlik güçleri, hayatları pahasına mücadele ediyorlar. Ancak Uyuşturucu ile mücadele, güvenlik güçlerine bırakılmayacak kadar da önemli ve hayatidir. Ayrıca, uyuşturucu ile mücadelenin, hata yapmak ve ihmal etmek gibi bir lüksü de yoktur. Onun içinde, uyuşturucu ile mücadele, her zaman ciddiye alınmalıdır.
Hiç şüphesiz, her alanda olduğu gibi, uyuşturucu ile mücadelede sosyal, kültürel, kurumsal, ailesel ve dini değerler, en etkin unsurladır. Ancak bu değerlerin, mutlaka eğitimi yapılmalı, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir şekilde de gündemde tutulmalıdır.
Alkol/madde kullanımı ile ilgili olarak elde edilen veriler, kulamım yaşının her geçen gün daha küçük yaşlara indiğini gösteriyor. Hatta bu yaşın, 11 olduğu da söyleniyor. Bu alanda, Emniyet, Milli Eğitim, Üniversite, AMATEM ve aileler ciddi bir çalışma içindeler. Ancak yeterli de değildir. Toplumdaki tüm kesimler, soruna sahip çıkarak ve etkin bir şekilde de mücadele etmek zorundadır.
Diğer yandan, alkol ve uyuşturucu kullanımında, işsizlik, iletişim eksikliği, geçimsizlik, uyumsuzluk, çocuk ve gençlere yeteri kadar değer vermeme, aile ve okul ortamı, Gözetim ve ikaz eksikliği, geçimsizliği, boşanmalar, Çocuk ve gençlerin çevresindeki insanların, alkol ve uyuşturucu kullanması, en önemli etkenlerdir.
Alkol ve uyuşturucu ile mücadelede, pek çok yöntem var. Ancak bu mücadelede "HOŞGÖRÜ" ve DİYALOG" olmazsa olmaz konumdadır. Alkol ve uyuşturucu kullansın veya kullanmasın çocuk ve gençler, hatta büyüklerle olan ilişkilerde, bu iki kavramı öncelikli tutmak, en önemlisi de ilişkilerde, makul ve tutarlı olmak lazımdır.
Hiç şüphesiz ki, çocuk ve gençlerimizi anlamaya çalışmak, onu koşulsuz sevmek, kabul etmek, ona, her yönü ile saygı göstermek, Onlara hoşgörülü davranmak ve diyalogu eksik etmeme, ergenlik dönemi ile ilgili gelişmeleri bilmek, sorunları ile yakında ilgilenmek, arkadaşlarını tanımak, alkol ve uyuşturucu ile ilgili, problemlerin çözümünde etken olacaktır
Alkol ve uyuşturucu ile mücadelede, en etken unsur ise "EĞİTİM" dir. Bu alanda, aile, okul, toplum ve medyaya önemli görevler düşmektedir. Çünkü toplumdaki uyuşturucu ve Alkolle ilgili olumlu veya olumsuz her gelişme, bir "EĞİTİM" dir. Kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar, özellikle aileler, bunun bilincinde olmalıdır.
Ancak alkol ve uyuşturucu alanındaki problemleri çözmek için, eğitimi baskı aracı olarak düşünüp, çocuk ve gençleri yalnızca "itaat eden" varlıklar olarak görmek de yanlıştır. Kaldı ki bu tür eğitim anlayışı, disiplini değil, disiplinsizliği beraberinde getirdiği gibi, sorunları da çözmez.
Ellen Key' in söylediği gibi, "Bugünkü eğitimin, çocuğa karşı işlediği, en büyük suç, eğitmek amacıyla onu rahat bırakmamaktır.
Alkol/madde kullanan kişi(kişiler, sürekli inkâr etmen eğilimindedir. Onlarla tartışmak ve yargılamak yerine, kendine güven duyması için, gayret ve caba gösterilmelidir.
Ayrıca uyuşturucu ile mücadele de, "EĞİTİM ", sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı en etkin unsur olup, olmazsa olmaz konumdadır. O nedenle de uyuşturucu ve alkolle mücadelede, öncelikli olarak görev, anne-baba, öğretmen ve arkadaş gruplarına ve Topluma düşmektedir. Çünkü alkol, uyuşturucu, sigaranın, fatura bedeli, insan hayatıdır. Yani ölümdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi