1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Verin bana 3 ncü sırayı, görün!
Aday belirleme yönteminin "Merkez yoklaması" olarak açıklandığı Eskişehir'de, aday adayı olmayacak tek isim şüphesiz Erman Gölet idi...
Gerek genel merkez, gerekse Büyükerşen ile aralarında yaşanan sıkıntı, Erman Gölet'in Milletvekili adayı olmasının önünde koskoca bir engeldi.
Var olan bu engelin hala rağmen...
CHP'nin Eskişehir'de aday belirleme yöntemini "Merkez yoklaması" ilan etmesine rağmen, Erman Gölet müracaat etti ve Milletvekili aday adayı oldu.
Önceki gün memleketi Mihalıççık'a gitmiş Erman Gölet.
Doğrusu moral de bulmuş hemşerileri arasında.
Dönüşünde telefonla konuştuk bir süre.
-"Şartlar ortadayken sen nasıl aday adayı oldun? Hala şaşıyorum. Aday olma şansın bu ortamda pek görülmüyor?" diye sorduk kendisine açık açık.
-"Herkesin aday adayı olma hakkı var" dedi gülerek.
-"Seninle ilgili tüm bu olup bitenlere baktığımızda, CHP'nin milletvekili listesine girmeyi bekliyor musun sahiden?" dediğimizde ise Erman Gölet:
-"Öyle bir beklentim yok. Vallahi çok rahatım. Listede olsam da olmasam da ben CHP'liyim. Seçim sürecinde de gereği neyse onu yaparım" dedi önce.
Devamla da...
-"Her yerde aynı şeyi söylüyorum. Parti iki seçimdir Eskişehir'den 3 ncü milletvekilini çıkartamıyor. Koysunlar beni listenin 3 ncü sırasına, partinin benimle birlikte 3 milletvekili çıkartacağını görsünler. Öyle 1 ve 2 nci sırayı istemiyorum. Versinler 3 ncü sırayı, 3 ncü milletvekili nasıl geliyormuş herkes görsün" dedi.
Bunun çok büyük bir iddia olduğunu söyledik...
Ardından da...
-"sence bunu niye yapsınlar ki?" dedik.
Cevabı netti...
-"Benim CHP milletvekili 3 ncü sırasında olmam, AKP nin 3 ncü milletvekili ile MHP nin 2 nci milletvekili çıkartmasını engeller. Bu kadar büyük konuşuyorum. Zira, benim 3 ncü sırada olmam, CHP'nin, AKP den de MHP den de oy almasına yol açacaktır. Hodri meydan! Ben bunu açık açık söylüyorum. Koysunlar beni 3 ncü sıraya, CHP'ye 3 ncü milletvekilliğini getireyim. Eğer getiremezsem de, "Bu Erman Gölet de çok boşmuş. Hiçbir yolu yokmuş" desinler ve beni bir daha bu partide delege bile yapmasınlar. Bu kadar büyük konuşuyorum" diyerek tamamlıyor sözlerini...
***************************
Mülakat sonuçlarının ceplerine gelmesini mi bekliyorlar?
AK partinin hafta sonu sandık başkanları ve mahalle temsilcileri ile yaptığı bir toplantı.
Toplantıda Milletvekili Salih Koca da var.
Bir ara, Milletvekili Salih koca, yanında oturan İl başkanı Dündar Ünlü ve onun da yanında yer alan AK parti il yöneticisi Serhan Arıman gömülmüşler cep telefonlarına.
Muhtemelen kürsüde birileri konuşuyor ama üçü de cep telefonlarına kilitlenmişler.
Mailleri mi kontrol ediyorlar? Yoksa sosyal medyayı mı bilemiyoruz.
Fakat...
Üçünün aynı anda ve aynı şekilde cep telefonları ile meşgul olması dikkat çekmiş salonda.
Yapılan yorum da bir hayli güldürmüş insanları.
Zira yapılan yorum "Galiba genel merkezin mülakat sonuçlarını cep telefonlarına göndermesini bekliyorlar" şeklindeymiş...
***************************
Üç kötü olay!...
Önceki gün Batıkent'te büyük bir acı yaşandı.
Genç bir kadının, beslemeye gittiği köpekler tarafından öldürüldüğü yansıdı haberlere.
Genç bir kadının bu şekilde ölümü, şüphesiz son derece kötü ve üzücü bir olaydı.
Ölüm şeklinin köpekler tarafından gerçekleşmesi de bir o kadar kötü ve üzücüydü şüphesiz.
Ancak...
En az bunlar kadar üzücü olan, birilerinin bu korkunç olayı bile siyaseten değerlendirme ihtiyacı duyup, sosyal medya üzerinden "Şehrin göbeğinde köpekler insan öldürüyor. Burası köy değil, kasaba değil, şehir merkezi" diyerek, sözde bu korkunç olayı siyaseten birilerinin üzerine yıkmak istemesi ve böylece siyaseten kendi siyasi düşüncesine katkı yaptığını zannetmesiydi.
Ne ölen insan umurundaydı bu insanların, ne de ölüm şekli...
Sadece, siyaseten kullanabileceği bir malzeme bulmuş ve bu malzemeyi de sosyal medya üzerinden değerlendirmişti, o kadar...
Yazık, gerçekten çok yazık...
***************************
Günü değil geleceği kurtarın...
Barolar Birliğinin, çocukları uyuşturucu madde alışkanlığından kurtarmak için başlattığı "hayat ağacı" projesinin toplantısına gittik.
Tepebaşı Belediyesi ve Kent Konseyi'nin, çocukları ve gençleri uyuşturucu alışkanlığından korumak için gerçekleştirdiği projeleri dinledik toplantıda.
Her iki kurumun da uyuşturucu ile mücadelede devletin örnek alması ve ülke genelinde uygulamaya koyması gereken projeler olduğuna bir kez daha kanaat getirdik.
Bu arada...
Devletin ne yazık ki uyuşturucu ile mücadelede çok da başarılı olmadığını düşündük.
Zira...
Devletin yapması gereken projeleri, hiç de görevi olmamasına rağmen Barolar Birliği üstlenmişti.
Uyuşturucu ile mücadelede yasaların yetersizliği ise, Eskişehir baro Başkanı Rıza Öztekin'in "Günü kurtarmayın, geleceği kurtarın" sözlerinde anlam buluyordu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.