İmralı ve Oslo görüşmelerinde, PKK ve yandaşlarına, ne gibi vaatlerde bulunuldu bilinmiyor. Ancak yeni anayasa ile ilgili sessizlik, hiçte hayra alamet değildir. Çünkü İmralı ve Oslo görüşmeleri ile ilgili, pek çok söylenti gündemdir.
Öte yandan yeni anayasa, aceleye getirilmek isteniyor. Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yeni anayasa konusunda, muhalefete yönelik, "Mart sonuna kadar bu iş bitmezse, kendi teklifimizi getiririz" resti, gözleri AK Parti'nin, anayasa çalışmalarına çevrildi. Ancak Mart ayı bitmesine rağmen, bu hususta bir gelişme yok.
Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun, AKP'li üyelerinin, Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinin, yeniden düzenlenmesi formülü, üzerinde çalıştığı, "Atatürk milliyetçiliğine bağlı" ifadesinin çıkarılması, "devletin dili Türkçedir" hükmünün, "resmi dil Türkçedir" olarak değiştirilmesi için, komisyona öneri sunacağı söyleniyor.
Anayasada, değiştirilemez madde olmaması gerektiğini savunan, AKP, egemenliği düzenleyen 6. maddenin, şimdiki halinin, "Millet, egemenlik yetkisini temsilcileri eliyle kullanır." şeklinde, bir ifadeyle değişmesini istiyor.
Ayrıca Anayasada, "değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez" madde olmamasını isteyen AKP, egemenliğin anayasal kurumlardan alınıp, yalnızca iktidarların tekeline verilmesini önerecek. AKP kurmaylarının üzerinde çalışarak, parti yönetimine sunacakları ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın onayından sonra, AKP görüşü olarak Meclis Başkanlığı'na verilecektir.
AKP'nin, vereceği teklifte, "1982 Anayasası' ndaki ideolojik yaklaşım olmamalı' görüşüyle, başlangıç bölümünde, yeni anayasada, başlangıç bölümü tamamen çıkarılsın. Anayasa yer almasın hükmü yer alırken, AKP kurmayları, Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez, maddeleri arasında sayılan, 'Türkiye Devleti, bir cumhuriyettir' hükmünü düzenleyen 1. maddesi aynen kalsın görüşündedir.
Ancak AKP' de, 2. maddede, köklü bir değişiklik yapılsın görüşü hâkimdir. Anayasa da 'Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı ve başlangıçta belirtilen, temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir' şeklindeki, çok sayıda ifadenin çıkarılarak, 'Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayalı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir 'şeklinde olsun. " biçiminde değiştirilmek istenmektedir.
CHP' nin de, AKP' den farkı yok. Anayasa Komisyonu Üyesi ve CHP Konya milletvekili Atilla Kart, İmralı süreci ve anayasa çalışmalarını değerlendirirken, çarpıcı açıklamalarda bulunduktan sonra, "Asimilasyon hatalıydı. Artık Türkleştirmeden vazgeçilmeli" diyerek, bugün mevcut olmayan bir sorunu, var gibi gösterdi.
Şu bir gerçek ki ülkemizde, anayasalar sürekli değiştirildi. Nitekim 1876 Kanun-i Esasi(I.Meşrutiyet): Türklerin ilk Anayasasıdır. Daha sonra 1921 Teşkilat-i Esasi: T.C.nin ilk Anayasası, 1924Teşkilat-Esasi, 1961 T.C.Anayasası, 1982T.C.Anayasası meydana getirilmiş bugünde iktidar ve muhalefet, 1982 anayasa tamamen yürürlükten kaldırılarak, yeni bir anayasa için, vaatte bulunuyor.
Batı ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye' de, anayasalar kalıcı olmadı. Çünkü Anayasalar ve değişiklikleri, halka sunulması ile birlikte, toplumda kutuplaşma ve zıtlaşma arttı. Adeta toplum ikiye bölündü. Özellikle de Anayasa değişiklikleri. sancılı oldu. Bugün de Anayasa değişiklileri 12 Eylül değişikliklerinin, bir uzantısı olarak gören kesimler çoğunlukta olup, tarihte, halka rağmen, yapılan Anayasalar, halk tarafından kabul görmedi.
İktidar, anayasa değişikleri ile demokrasi, hak ve özgürlüklerin, daha artırılacağını söylerken, muhalefette bu kavramların yok edildiğini, her platformda kamuoyu ile paylaşılıyor. Ancak bugün, miting ve toplantılarında, konuşanlar, pankart açanlar, bildiri dağıtanlar, hatta sözle öneri ve eleştiri de bulunanlar, polis tarafından uzaklaştırılıyor veya gözaltına anlıyor. Anayasa değişikliği, kabul edilmeden, meydana gelen bu tablo ister istemez insanın zihninde, çeşitli soruları da beraberinde getiriyor.
Terörü bitirmek için, Anayasa da ne gibi değişiklikler yapılacak bilinmiyor. Ancak anayasa da yapılacak değişiklik, terörü bitirmeyecek, bilakis etnik nefreti artıracaktır. Nitekim Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Sabih KANATOĞLU, Anayasa değişikliği ile terörü önlemenin mümkün olmayacağını, "TÜRK MİLLETİ" sözcüğünün, Anayasa' dan çıkarılmasıyla, barışın sağlanamayacağını görüşündedir.
Elbette İktidar ve muhalefet, halka rağmen anayasa yapamaz. Anayasa yapmakta, hiç kesimin ve partinin tekelinde de değildir. Çünkü tüm dünyada, olduğu gibi, anayasalar, "UZLAŞMA METİNLERİ" dir. Ayrıca anayasa halkın, beklentilerine cevap vermelidir. Çünkü anayasa ile ilgili son sözü, Türk halk söyleyecektir.