
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YENİ TÜRKİYE!
AK Parti Grup Başkanvekili, Sayın Ünal, Pazartesi günü, "YENİ TÜRKİYE" konulu, bir konferans verdi. Konusuna hâkim, iyi bir gözlemci olarak gördük. Özellikle de konulara yatkınlığı ve yakınlığı dikkat çekti. Konulara farklı yaklaştı ve değişik açılardan baktı. Gereksiz ayrıntılarla, dinleyenleri sıkmadı ama ara sıra ilginç ayrıntılara, yer verdi.
Yeni dünya düzenin de, Türkiye'nin, her zaman masada bulunacağını, özellikle de Kuzey Afrika ülkeleri ve Ortadoğu da, Türkiye' nin, söz sahibi olacağını, sıkça vurguladı. Mısır ve Suriye' de ki gelişmeleri, demokrasinin ve insan haklarının önünde, engel olarak gördü. Siyasal iletişim uzmanı olan Sayın ÜNAL, Başbakan Sayın Erdoğan' ı, ise muhafazakâr, bir devrimci olarak tanımladı.
AK Partinin 'nin, iktidara gelmesini, tarihsel gidişin yeniden rayına oturması olarak belirtti. Ayrıca bütün coğrafya birlikte, yeni bir sürecin örgütlendiğini, Laik yönetimleri ve modernleşme çabalarını, Ortadoğu'ya, dışarıdan yapılmış müdahaleler olduğunu, Türkiye, Arap Baharı'nı, 2002 yılında, AKP' nin iktidar olması ile yaşanmaya başladığı da düşünüyor.
Aslında Arap Baharı, doğru veya yanlış, zaman içinde görülüyor. Ancak mücadeleler ister ekonomik, ister politik, ister hayat tarzına bağlı olarak başlasın, sonunda siyasallaşır. Yapılacak her müdahale de politik ve kişisel bir hal alır ve bunun sonuncunda da insanlar kişisel özgürlükleri ve politik haklarını, talep ederken, arzu edilemeyen olaylar olur.
AK Parti' de, tıpkı Britanya'nın, eski kolonileri ile yaptığı gibi, Türkiye de bir milletler birliğine dönüşebilir görüşü, gündemdedir. Nitekim Amerikan Washington Post gazetesi yazarı Jackson Diehl, Washington'da görüştüğü Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu' nun, kendisine Türkiye'nin eski Osmanlı ülkeleri üzerinde liderliğini yeniden kurma hayalinden bahsettiğini yazdı. Ancak yaşadığımız çağda, bu mümkün değildir.
Sayın ÜNAL, yıllarca siyasetin, vesayet altında kaldığını, sivil vesayet diyebileceğimiz, karanlık güç odaklarına karşı zorlu ve çetin bir mücadele verdiklerini söyledi. Türkiye' nin, demokrasisinin gelişmesi bağlamında, Ak partinin, sergilediği dik duruşunu, devam ettirmesi, ülkemiz demokrasisi adına, bir kazanım olduğunu vurguladı. 26 maddelik anayasa değişikliğinin, her türlü vesayeti yok ettiğini söyledi.
Ayrıca yıllarca, "İSLAMCILAR" ve "KÜRTLER" in, hep mağdur olduğunu, ülke bölünecek gerekçesinin, sürekli gündemde tutulduğunu vurguladı. Oysa Türkiye'deki etnik ve dinsel grupların, her bölgede istedikleri gibi yaşadığı, her işi yaptığı, milletvekili-bakan, hatta cumhurbaşkanı olduğu halde, hala Türkiye' de, mağdur olduklarını gerekçe göstererek, hak istemleri ve mağdur olduklarını söylemleri, dikkat çekicidir. Oysa ülkemizde, etnik kimlikle övünme, hak arama, mubah, "TÜRKÜM" demek, çağdışı ve ırkçılıktır.
Sayın ÜNAL, Türkiye' nin, gündeminde, BOP diye bir proje olmadığını, artık bölgede eski aktörlerin gittiğini, yeni aktörler geldiğini belirtti. Bölgede, söz sahibi olmak için de milli iradenin, yeni anayasayı yapması, gerektiği kanısındadır.
Son günlerde gündeme gelen, yolsuzluklarla ilgili bir soru üzerine, bunun bir karalama kampanyası olarak düşünüyor. Ayrıca 'yolsuzluk' kılıfıyla sunulan son derece çirkin bir tuzak, Türkiye'ye karşı tertiplenen bir tezgâh olduğunu vurguladıktan sonra ". Bu suçlama, AK Parti'ye olmaktan ziyade, bizzat millete karşı, milli iradeye, milli egemenliğe karşı oynanan bir oyundur! Bu siyaseti, itibarsız kılma girişimidir. Gezi'de, bu oyun nasıl bozulmuşsa, burada da bu oyun bozulacaktır" dedi.
Konferansın, konusu olan, "YENİ TÜRKİYE" ile ilgili gelişmeler, halkın gözü önünde gerçekleşiyor. AK Parti, geliştirdiği, ekonomi ve eğitimin ortaya çıkardığı, Türkiye'ye, hususunda takdir, seçmenindir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin, "ÜNİTER YAPISI", birlik, beraberliği ve ülke bütünlüğü korunmalı, devletin ve ülkenin, yeniden yapılanmasında dikkatli olunmalıdır.
Nitekim 1985 yılında, İktidara gelen Mikhail GOBACOV, iktidara geldiğinde, Sovyetler Birliğinin yapısını değiştirmeye karar vermişti. Bu değişme veya yeniden yapılanma, iki koldan olacaktı. "GLASNOST" (açıklık) ve "PERESTROKYA" (siyasi sitemi, devlet örgütünün ve hükümet organlarının yeniden yapılanması) fikir ve uygulamaları" ile bütünleşince, Sovyetler Birliği' nin, dağılması kaçınılmaz oldu. Mikhail GOBAÇOV, sonuçta hatasını anladı. Sovyetler Birliği'ni kurtarmak için, her yolu denedi. Ancak, tüm çabalarına rağmen, başlamış olan çöküşü önleyemedi.
Sayın ÜNAL, statükonun değişim ve mevzi kaybetmesi karşısında, Halkın AK Parti'ye, yeni süreci, inşa etme sorumluluğu verdiği görüşündedir. Bu görüşü veya konferansta, söyledikleri, beğenilir veya beğenilmez, bu şüphesiz, her kişiye göre değişir. Ancak Sayın ÜNAL' ı, işinin, ehli ve AK Parti' nin, program ve stratejilerine, özellikle de iç ve dış siyasetteki, hedeflerine, hâkim bir siyasetçi olarak gördük.