YOLDAŞ…

Hep söylüyoruz, ısrarla söylüyoruz ama anlatamadığımız için yine söylüyoruz.

Eleştirmekle hakaret arasındaki ayrıma varılamadı.

Sert üslupla “hakaret söylemleri” arasındaki o ince çizgi fark edilmedi.

Odunpazarı Belediye Meclisi’nde yaşandı bir örneği yine…

Murat Özcan’da çok rastladığımız hakaret dilini bu kez Yüksel Yoldaş kullandı.

CHP’li Ali Haydar Çelik’in gündem dışı konuşmalarını beğenmeyen Yoldaş, gündemle hiç alakası olmayan bir şekilde konuya girerek, eleştirdiklerine benzeyerek, tarihi bir gündemden bahsetti.

Ve Ali Haydar Çelik’i 1980 öncesinde devrimci arkadaşlarını ispiyonlamakla suçladı.

Ardından gündeme gelmeye çalışarak, “Lafa bakarım laf mı diye, söyleyene bakarım adam mı diye.” devam etti.

Sert üslup kullanarak, belki sempati toplamaya çalıştı belki sivrilmeye…

Ona anlam veremiyoruz ama sonu itibariyle Yoldaş, yoldaşlara yoldaşlığı anlatmaya çalıştı ama anlatamadı.

Yakışık olmadı!

Ben naçizane anlatayım.

Yoldaşlık çok derin bir mevzudur Yoldaş…

Siyaset üstüdür aslında…

Bakma solcular çok kullanır…

Yola çıktıkları çok olduğundandır belki de…

Ama yolda kaldılar ama yolu tamamladılar onu bilemeyiz ancak benim öğüdüm sanadır…

Sert üslup kullanmadan, kırmadan, incitmeden…

Ne demiş Şems:

“Yolun var mı da, yoldaş bulamadım diye feryat ediyorsun?

Gönlüne erdin mi de, gönüldaşım nerede diye sızlanıyorsun?

Önce kendini bir bul bakalım.

Ayağında diken yarası olmayan, sinesine gül kokusu süremez!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi