Yönetim ve İş Modeli Değişiyor

Kim ne derse desin, bugün yaşadığımız Bilgi ve Teknoloji Çağını yaratan ilk ve temel hareket, bilişim alanındaki gelişmelerden kaynaklandı. Pek çok başka unsurla birlikte bilişimi izleyen iletişim de 1990’lar sonrasında bir başka faktör olarak değişim sürecine katıldı.

Bilişim ve iletişimin son 30 küsur yılda etki yaptığı alanlar arasında “iş modelleri ve yönetim” ilk sırayı aldı. Kişisel gelişim, işletme iyileştirme, kurumsal danışmanlık, iyi yönetim gibi konular üzerine olan sosyal patlama da buna bağlı olarak gelişti.

Kısa sürede geleneksel yönetimin yerini bilişim ve iletişim üzerine kurulmuş yeni bir yönetim anlayışı aldı. Bugün artık işletme içi ve dışı haberleşmesinin ve veri işlemlerinin bilgisayar ağı ve İnternet üzerine kurulmadığı işletmeler demode sayılıyor. Bilgisayar kullanmayanlar bile bilişim, İnternet ve iletişim sözcüklerini zoraki öğrenmeye başladılar.

Özetle; yeni türde bir yöneticiliğin en ciddi işareti, çağdaş yaklaşımların kullanılması olarak anlaşılıyor. Yeni yöneticilere aklı başında danışmanların ilk tavsiyesi “Demode ezberlerden ve eski sistemlerden kurtulun” oluyor.

Futbolun yaygınlaşmaya başladığı ilk günlerde takımların oyun alanına 1+2+3+5 biçiminde klasik bir dizilişleri vardı. Oyun taktiklerinin gelişmesi ile farklı yerleşim düzenlerine geçildi sonraki yıllarda. Yönetim alanında da benzeri yaklaşımlar vardı. Yönetim kurulu, genel müdür, genel müdür yardımcıları, daire başkanları, şube müdürleri diye oluşurdu bu hiyerarşi… (Hiyerarşi, bu bağlamda kısaca makam sırası demek…) Devlet, kendi örgütlenmesinde hâlâ buna benzer bir yaklaşım kullanıyor.

Yeni zamanların moda yönetim anlayışında rütbeler hiyerarşisinden hızla uzaklaşılıyor. Çünkü bir işletmenin bölümleri arasında ister istemez bir gerginlik oluştuğunu ve bunun ortak çalışmaya engel oluşturduğunu fark etti yönetim uzmanları.

Örneğin bilişim bölümünde maaşlar konusunda bir proje geliştirileceği zaman personel bölümü yardımcı olmakta çekingen, hatta engelleyici davranıyor. Personel bölümü, bilişimin yapacağı projenin sorumluluğunu ve sorunlarını paylaşmak istemiyor. Bilişim bölümü de personelin öneri ve yaklaşımlarını yeterince dikkate almıyor.

Aynı biçimde depo bölümü, satış ve pazarlama bölümü ve finans bölümü arasında da benzeri sorunlar olabiliyor. Üst yönetime hoş görünmek için de zamanla sorunlar saklanmaya başlanıyor. Sonuçta işletme içinde bir atalet, hatta iç çürüme oluşmaya başlıyor.

Değişim ve gelişime önem veren işletmelerde yeni bir yaklaşım deneniyor. Bu anlayışta iş yapma modeli, hiyerarşi ve bölümler arası ayrışma yerine proje temelli olarak geliştiriliyor. Her problem, bir proje olarak ele alınıyor, bununla ilgili bir proje ekibi kuruluyor ve çözümler bu biçimde aranıyor.

Takım çalışması ve proje anlayışı giderek daha fazla oranda öne çıkıyor. Proje grubu, yeni “yatay yönetim” ya da “katılımcı yönetim” anlayışı ile uygunluk içerisinde... İşletmelerdeki yönetim piramidi böylece daha basık hale getiriliyor. Genelde işletme yönetimi, probleme ve çözümlere daha yaklaşmış oluyor.

Kesin olan şu ki, ekonomik iş yaşamında tempo giderek artıyor. İşletmelerin de buna hazırlıklı olmaları gerekiyor. Artık buzda kaymak çok daha kolay… Gözü dört açmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi