2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

YÖNETİMİN NE SUÇU VAR?



Eskişehirspor ilk kez düşmüyor.
Tarihte örnekleri var.
Ancak durum bu kez farklı!
Geçmişte futbol tamamen amatör ruhla oynanıyordu.
Kentin biraz zengini olan kişi kolayca kulüp yönetebiliyordu.
İşi yaver gider, biraz topa düzgün vuran oyuncu da denk getirdi mi, lig yıllarca rutinde devam edip gidiyordu.
++++
Dediğimiz gibi, mesele artık çok farklı noktalarda.
Küme düştüğünüzde iş dibi bulmaya kadar gidiyor.
Ki, görünen köy de kılavuz istemez.
150 Milyon olduğu söylenen borçla bir alt lige düşmek demek, kapıya kilit vurmak demektir.
***
İşte Es-Es bu yolun yolcusu.
Ve hızını da artırmış gidiyor.
Uçurumun kenarına ramak kaldı.
Düşmeye kısa bir zaman kala ise şehir ayaklandı.
Ancak nafile.
İş, işten geçeli çok oldu.
***
Şimdi bu işin suçlusu kim diye soruyoruz birbirimize.
Herkesin bu soruya yanıtı net oluyor.
"Yönetim"
Oysa işin buraya kadar gelmesinde tek suçlu yönetim değil!
Örneğin bizler...
Yani gazeteciler.
Çok Polyannacı olduk.
Hep moralleri dik tutalım diye, hep takıma zarar gelmesin, herşey düzelecek diye tam 2 yıl bekledik.
Onca yanlışı göre göre, bile bile hep bu minvalde yazılar yazdık.
Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra da zaten ne yazsan boş!
***
Hadi biz iyi niyetimizin kurbanı olduk.
Ya bu yönetime oy veren kongre üyeleri?
Takım bağıra bağıra elden giderken, genel kurulu toplamak için imza vermeyen o kişiler?
Kusura bakmayın ama sizin suçunuz yöneticilerden daha fazla.
Hadi onlar bu işi yapamadı, hadi onlar futbol fakiri...
Ya sizler?
Tüm şehir bas bas genel kurul diye bağırırken...
Bakanlar, vekiller, valiler, başkanlar bile kongre diye inim inim inlerken sizin derdiniz neydi?
Neyin karşılığında bu takımın kongreye gitmesinin önüne geçtiniz?
Bu takımın yönetimi en geç Kayseri maçı sonrası değişseydi, manzara böyle mi olurdu?
Böyle olmayacağını bırakın bu şehri tüm ülke bile biliyor artık.
***
Gelelim şehrin diğer dinamiklerine...
Vali Tuna'nın Eskişehirspor'a sahip çıkılması gerektiği yönünde kamuoyuna telkinleri oldu.
Hatta Vali Tuna'nın bu işin ucundan tutması gerektiğini belirten yazılar yazıldı.
Ancak Tuna'nın da girişimleri lafta kaldı.
Oysa dernekler masasına bağlı olarak yürüyen Eskişehirspor'u denetim altına alma yetkisine sahipti.
Şimdi böyle bir işe kalkışır mı?
Kalkışsa ne olacak?
İş bitti.
***
İktidar yetkilileri...
Onlarda işi sadece açıklama yapmakla geçiştirdi.
Oysa Eskişehirspor gibi çok kıymetli bir değer için konuşmaktan daha fazlası yapılabilirdi.
Ancak koltuklarında oturup konuşmaktan öte bir şey yapmadılar.
Koskoca bakanın bile genel kurul isteği bir ricadan ibaret kaldı.
++++
Gelelim belediye başkanlarına...
Onlar parti içi hesaplaşmalardan şehre bakacak durumda değillerdi.
Kim kimi yendi, kimi kime dişini gösterdi bilmem ama o arada Eskişehirspor gitti.
Mevcut durumun kurtarılması adına yapılan bir toplantı vardı, o da havada bırakıldı.
Niyet samimi olmayınca sonuçta bu olur zaten.
***
Taraftar...
Eleştirilecek tek suçlu.
Ama suçlu.
Sadece stadyuma gelip bağırıp çağırmakla, oraya buraya bayrak asmakla taraftar olunmuyor.
Taraftar dediğin bir açıklaması ile yönetim alır, bir tezahüratı ile yönetim kurar.
Tıpkı tüm basını etrafına toplama gücüne sahip diğer takımların tarafları gibi.
Ama böylesine bir güçte yok.
Yani sadece kendi içinde debelenen bir gruptan öte gidemiyor Es-Es taraftarı.
Acı ama gerçek bu...
***
Kısaca;
Daha laf söyleyeceğimiz pek çok kurum, pek çok kişi var.
Yani bu suç herkesin...
Tek bir yönetimin ya da tek bir şahsın değil!
Eskişehirspor'un bugün düştüğü durumun kabahati bütün şehrin...
Eskişehirspor'u bu yönetim kurulundan kurtarma gücü olupta kurtaramayan ve bunlara muhtaç eden herkesin...


Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi