
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
YUNUS EMRE
Eskişehir' in, Kültür Başkenti olduğu bir yılda, Yunus Emre ve Nasreddin Hoca ile ilgili ilginç olduğu kadar, dikkat çeken gelişmeler oluyor. Vilayet önünde, Hamam Yolu caddesinde ve Sazova parkı girişindeki, Nasrettin Hoca heykelleri ve "Nasihatler Kitabı"nın kapağındaki Yunus Emre TASARIMI! bu iki düşünürümüzü, sevenleri üzecek niteliktedir.
Nitekim bir okuyucumuz " ... Nasreddin hoca heykelleri ile ilgili görüş belirttiniz. Oysa çocuklarımıza dağıtılan, Nasihatler Kitabı' ndaki resimler, Yunus Emre'nin, ruhunu, tedirgin edecek niteliktedir. Bu kitabı da gündeme getirmenizi veya incelemenizi istiyoruz." dedi.
Oysa YUNUS ve Nasreddin Hoca ile ilgili, her şekil ve resim, onların fikir ve düşüncelerine, uygun olmak zorundadır. Ancak Nasihatler Kitabın' da, hocasına taşıdığı odunlar, ön plana çıkartılarak, yapılan tasarımın, kabul edilir tarafı yoktur.
Oysa insanımız ve çocuklarımıza yönelik, her icraat, özelikle de Türk toplumunun geçmişteki mümtaz kişilerinin tanıtılmasında, çok dikkatli olmak zorundayız. Çünkü insan, dünyaya geldiği günden itibaren, sevdiği kişileri ve çevresindeki aile üyelerini taklit eder. Bundan dolayı da çocuklarımıza tanıtılacak Yunus Emre gibi insanlarımızı, doğru tanıtmak gerekir. Çünkü çocuklar; kendilerine tanıtılan mümtaz kişileri örnek alırlar.
Ayrıca çocuklar; okuduğu, dinlediği ve gördüğü kişilerin karakterlerinden de etkilenir. Ergenlik döneminde ise, gençlerin kendilerine takdim edilen kişilerin, özelliklerini mantık süzgecinden geçirdikleri, yakın hissettikleri kişileri ve popüler modelleri örnek aldıkları bilinmektedir. Bu açıdan bebeklik dönemi, okul öncesi, okul çağı ve ergenlik dönemlerinde, çocuklarımıza takdim edeceğimiz örnek kişiler, çok iyi seçildiği gibi Yunus Emre gibi, insanlarımızda fikir ve düşüncelerine, uygun olarak tanıtılmalıdır.
Bazı hâdiseler vardır ki, onların tekrar yaşanması neredeyse imkânsızdır. Söz konusu alanlarda rol almış şahsiyetlerin, karakter özelliklerinden, bizlerin ve yeni yetişen neslin haberdar olması gerekmektedir. Bu konuların bilinmesi durumu, çocuklarımızla geçmiş zaman arasında, bir köprü kurar ve onların gelişimlerine olumlu yansır. Türk tarihi, bu açıdan son derece zengindir; kimi cesareti, kimi fedakârlığı, kimi sadakati kimi düşünceleri ile şöhret bulmuş büyüklerimiz vardır. Öyleleri vardır ki, isimleri anıldığında, karakteri akla gelir. Yunus Emre ve Nasreddin Hoca, bu insanlarımızdan ikisidir.
İlimizde, çocuk ve gençlerimizin örnek alabilecekleri ve onlara örnek olarak sunabileceğimiz, pek çok mümtaz şahsiyet vardır. Yunus Emre ve Nasrettin Hoca, gibi... İnsanlarımızla, çocuk ve gençlerimiz, hem gurur duyup, örnek alacaklar, hem de, doğruluk, çalışkanlık, fedakârlık, cesaret, yardımlaşma, sadakat, adaletli olma, edepli olma, sorumluluk sahibi olma, güvenilir olma gibi, kültürümüze ait değerlerin, yaşandığı bir maziyi de tanımış olacaklardır. Çünkü mümtaz kişiler, öldüklerinde yeniden doğarlar.
YUNUS EMRE 'nin, tasavvuf anlayışında, dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsi, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe karşı çıkmaktır
YUNUS EMRE, Türk tasavvufunun, dilde ve şiirde, kurucusudur. şiirlerinde, ahlak, hikmet, din, aşk gibi konuların, hemen hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde, bir yere oturtulur. YUNUS EMRE, "gönül kırmamak" konusuna, ayrı bir önem verir ve şiirlerinde bu konuyu özenle işler. Şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri hayatının ta kendisidir. Ayrıca Yunus Emre, İslam' da sabır, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini, en iyi şekilde işleyen bir halk şairidir
YUNUS EMRE' ye göre insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin, sevilmeyi hak etmektedirler. Şiirlerinde, en fazla işlenmiş temalar; İlahi aşk, Din, Ahlak, Gurbet, Tabiat, Ölüm ve faniliktir. Yunus Emre'nin felsefesinde varlığın başlangıcı Tanrı'ya uzanmaktadır. Her şeyin nedeni O'dur.
YUNUS EMRE, sabır, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini benimsemeyi topluma telkin etmişler ve tasavvuf anlayışlarında dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsini yenmek, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe karşı çıkmışlardır.
Diğer yandan Anadolu'da, incelemeleri sonunda, 357 şiirin YUNUS EMRE' nin, olduğu konusunda, görüş birliğine varılmıştır. Yunus Emre adını taşıyan ve başka şairlerin elinden çıktığı ileri sürülen 310 şiir daha derlenmiştir. İlahi yarışmaları ile yeni şiirlerin eklenmesine de zemin hazırlanıyor.
YUNUS EMRE' ye, göre, beden, insanı dünyaya bağlar, ruh tanrıya yükselmek ister. "İNSAN", ya ruhu seçip, yeniden Evrensel Ruh, Küll-i Akıl, ya da İnsan-ı Kamil olup evrimini tamamlayacak, ya da nefsine hizmet edip, yani şehvet, kibir, zulüm ve bencillik gibi özelliklerini sürdürüp, sadece ismen insan olmayı sürdürecektir. Seçim "İNSANA" kalmıştır.