Geçtiğimiz günlerde külliye olayının siyasi yansımalarını değerlendirdik.
Öyle ki;
Külliyenin kapısına kilit vurulmasının sıradan bir olay olmadığını, işin altından siyasi çıkarımlar olacağını da söyledik.
Hatta CHP'lilerin külliye olayının patlak vermesi ile birlikte içlerinde yaşadıkları kızgınlıkları bir kenara koyduklarını belirtip, bu işin Ak Parti aleyhine gelişmiş bir olay olduğunu iddia ettik.
***
Elbette bizimkisi bir iddia...
Kesin bir sonuç olduğunu söyleyemeyiz.
Belki de kişiler arasında esen soğuk rüzgârlar bu olay vesilesiyle dindi.
Böyle bir sonucun ortaya çıkmasına kimse itiraz edemez.
Elbette birkaç gazeteci dışında...
+++
Öncelikle o yazımızdaki asıl niyetimizi söylemek istiyoruz.
Gerçi Ak Parti'de siyaset yapan üst düzey yöneticiler ne demek istediğimizi anladı ama;
Anlamayanlar için de açıklama yapalım...
***
Külliye olayı CHP'yi birleştirdi ya da birleştirmek için vesile oldu.
Bu kesin...
Belki sonucu da müspet oldu.
Gelecek süreçte CHP'liler benzer olaylarla kırgınlıkları bırakarak rakipleri karşısında kolayca cephe alabilir.
Yukarıda da söyledik, böylesine bir ihtimal var.
Yani, CHP içinde bir bütünlük sağlamasa bile bu işin gerçekleşmesi için küçücük bir ihtimalin bile ortaya çıkması Ak Parti aleyhine olacaktır.
O yüzden;
Bu olaya adı karışmayan Ak Parti'yi zorda bırakan adımları eleştiriyoruz.
Hiç olmadık bir anda külliyenin kapatılmasını sağlayanları eleştiriyoruz.
Üstüne üstlük bu olayı savunan, CHP'nin başlattığı direnişi "şov" diye nitelendirenleri eleştiriyoruz...
Ak Parti'de işler iyi giderken, CHP Odunpazarı'nda kan kaybı yaşarken partiyi olmayacak bir nedenden dolayı zorda bırakanları eleştiriyoruz.
Dediğimiz gibi;
Siyaseten yaşanacak bir kayıp için ortada bir ihtimal duruyorsa, bu ihtimali yaratanları eleştiriyoruz.
Hepsinden önemlisi;
Şehrin pek çok kesimi bu olay yüzünden sosyal medyada Ak Parti'ye olur olmaz şekilde yüklenirken, yaşanan olayı "incir çekirdeğini bile doldurmaz" diye niteleyenleri eleştiriyoruz...
***
Başta da söyledik...
Ak Partililer bizim ne söylemek istediğimiz zaten anladı.
Ancak anlamayanlar olduğu için konunun içini açarak söyleyelim istedik.
Söyleyelim de;
Gazeteciler günü yemeği ile külliye direnişinin aynı şey olduğunu sananlar da öğrensin.
***
Son olarak söylemeden geçemeyeceğim bir şey daha var;
Bu konuyu "Kazım Kurt güçleniyor, Ataç'ın işi zorlaşıyor" diye algılayanlara da kocaman bir gülücük gönderelim.
Öncelikle Kazım Kurt güçleniyorsa, Ataç'ın değil, Ak Parti'nin işi zorlaşır.
Zira; Ataç bu şehrin ve şehirlilerin kahramanı olalı yıllar geçiyor, haberiniz yok!
Bu yüzden bizim yaptığımız yorumun da böylece sağlaması yapılmış ve onaylanmış oluyor.
Yani bu işten zararlı çıkan sadece ve sadece Ak Parti oldu ve oluyor...