"Anadolu yıldızı tekrar parlamalı"

“Anadolu yıldızı tekrar parlamalı”
ERGİN IŞIK KİMDİR?19 Mayıs 1959 Eskişehir doğumlu olan teknik direktör Ergin Işık futbolla Bölge okulunda tanıştı. Daha sonra Eskişehirspor’da alt yapısında forma giyen ve ardından Eskişehirspor genç, amatör, B ve A takıma...

ERGİN IŞIK KİMDİR?
19 Mayıs 1959 Eskişehir doğumlu olan teknik direktör Ergin Işık futbolla Bölge okulunda tanıştı. Daha sonra Eskişehirspor'da alt yapısında forma giyen ve ardından Eskişehirspor genç, amatör, B ve A takıma kadar yükseldi. Profesyonel olarak Eskişehirspor, Demirspor, Konyaspor, Niğde ve Aydınspor takımlarında forma giyen Ergin Işık. evli ve 11 aylık kız çocuğu babası.

Eskişehirspor'da bu sezon iki kez göreve getirilen teknik direktör Ergin Işık kendine güvenenleri mahcup etmedi. Özellikle son dönemde herkes 'Bu takım düşer' dediği anda tek yetkili olarak takımın başına gelen ve Eskişehirspor'un ligde kalmasında büyük pay sahibi olan Eskişehirli teknik direktör Ergin Işık'a biz sorduk kendisi cevapladı.
Ergin Işık'ın teknik adamlık kariyeri nasıl başladı?
Futbolu bıraktıktan sonra önce 4 ay altyapıda teknik adamlık yaptım. Ardından 3 sezon Coşkun Demirbakan ve Akif Başaran' ın yanında yardımcı antrenörlük yaptım. Tek yetkili teknik direktör olarak da Eskispor, Niğdespor ve Şekerspor takımlarında çalıştım.
- Bu sezon Eskişehirspor'un izleme komitesindeydiniz?
- Evet, sezon başında izleme komitesi başkanı olarak göreve başladım. 200'e yakın futbolcuyu izledik. Devre arası Güngören Belediye'den alınan Koray ve Birol' da listemizde olan futbolculardı. Elemeler sonunda yönetime A liginde forma giyebilecek 16 isim verdik.
- İlk yarı da kısa bir süre takımın başına geçtiniz?
- Yavuz İncedal ayrıldıktan sonra 12 gün takımın başında görev yaptım. Gerçekten arka arkaya 2 önemli maça çıktık. Önce Samsunspor, ardından da kupa da Trabzonspor ile oynadık. Sanırım iki maçta da Eskişehirspor ilk yarı da ki en iyi futbolunu oynadı. Bu kısa sürede futbolcuları da yakından tanıdım. Ardından Ahmet Akcan göreve başlayanca ben yine eski görevime yani izleme komitesine döndüm.
- İkinci yarı da yine çok zor bir dönemde göreve geldiniz. Takımda ne eksikler vardı, hemen kısa süre içinde neleri değiştirdiniz?
- Akçaabat Sebat maçından sonra takımın başına yeniden geldim. Eskişehirspor'u futbol tenisi oynuyordu, yerine futbol oyunu oynatmaya döndürdüm. Takımda saha içi dayanışma yoktu. Silik futbol oynayıp oyuncular risk almıyordu. Hem yerel hem de ulusal basında Eskişehirspor için en çok eleştirilen uzun toplarla gol aramasıydı. Birlik beraberlik inanç eksikti ve en önemlisi arkadaşlık ruhu kalmamıştı. Göreve gelir gelmez hemen sistemi değiştirdim. İlk İstanbul'daki Büyükşehir maçında ortaya konan futbol benimsendi. Her geçen hafta bu futbolun üzerine koyarak puan almaya başladık. Futbolcularımın da özgüveni gelmeye başladı. Ligi bitime 3 hafta kala bitirdik.
- Siz göreve gelmeden bu takım düşer diyenler oldu mu?
- Ben göreve gelirken basın, taraftar ve Eskişehirlilerin kesinlikle bir endişesi vardı. Ben oyuncuların futbol karakter ve yapılarını bildiğim için eksik olan özgüvenlerini oyun düşüncelerini ve kondisyon niteliklerini geliştirip sonuca ulaşan bir takım yarattım. Bunları yapabileceğime inandığım ve kendime güvendiğim için geldim. Çalıştık el ele verdik ve Eskişehirspor küme düşer diyenlere de oynadığımız futbolla en iyi cevabı verdik.
- Göreve geldiğiniz dönemde ayrıca ciddi anlamda bir mali sorun da vardı?
- Maalesef takımda gelir kaynaklarının eksikliği sıkıntı yarattı. Futbolcuları bu yüzden motive etmek zordu. Ancak çok özverili davrandılar. Giydikleri formanın hakkını en son oynanan maçın son dakikasına kadar verdiler. Maç kazandıkça alınan puanlarla teknik heyet, futbolcu dayanışması üst düzeye çıktı. Yenilmeyen ve az gol yiyen bir Eskişehirspor olduk.
- Uşak, Samsun, Malatya gibi çok kritik maçlar vardı.
- Deplasmandaki Uşak, evimizde 10 kişi oynadığımız Karşıyaka, başkent deplasmanında Oftaş beraberlikleri her ne kadar kimseyi tatmin etmese de takımın takım olması yolunda mücadele gücünün en üst düzeyde olması bizim takımın artısı olarak göründü. Üstelik sakat ve cezalı oyuncuların en yoğun olduğu dönemlerde kadronun sıkıntılı anlarında iyi maçlar çıkardık. En zorlu dönemlerimizde rakiplerle aramızdaki puan farkını koruduk. Ardından Malatya ve Elazığ galibiyetleri Samsun ve Kocaeli beraberlikleri biz rahatlatan maçlar oldu.
- Sizde çok stres yaşadınız?
- Çok zor ve stresli maçlar, beni 3 ay uykusuz gece geçirmeme neden oldu. Hem Eskişehirli olmanın sorumluluğu hem de bir Eskişehirli teknik adamın takımın başında olma sorumluluğu sıkıntıları kat ve kat arttırdı. Bu da 10 kilo vermeme neden oldu. Çok zaman sabahlayarak antrenmana gittiğimi bilirim. Benim teknik direktör olarak uzmanlık alanım sadece takımı ligde bırakmak değil iyi futbol oynatıp takımı bir üst lige çıkarmak.
- Hiç ilk altıyı düşündünüz mü?
- Evimizde kazandığımız Malatya maçından sonra Gaziantep deplasmanına çıktık. Gaziantep maçı önemsediğimiz ve hakkımız olan maçtı. Bu maçı alsaydık bugün farklı durumda mücadele ediyor olabilirdik. Çünkü alınacak 3 puanla diğer maçlarda daha farklı riskler alırdık.
- Sayın Işık birde menajer ile bir sorunlar yaşadınız?
- Benim kimse ile bir sorunum olmaz. Ben kendi görevlerimi kendi sınırlarım içinde yapan biriyim. Bu sınırları aşmak isteyenlere de bu hakkı, bu izni vermem. Sorun sadece bundan kaynaklandı.
Onun görevi; ben hangi oyuncuyu çıkarıp alacağım, onu yazıp görevliye teslim etmektir.
- Taraftar için neler söyleyeceksiniz?
- Eskişehirspor taraftarı bana ve takımıma inandı ve her maçta destek verdi. Her ortamda olumlu mesajlar verdi. Bu destek de benim kendime olan güvenimi daha da arttırdı. Kendilerine sizlerin aracılığım ile bir kez daha teşekkür ediyorum.
- Peki, hocam Eskişehirspor bundan sonra ne yapmalı?
- Eskişehirspor her yıl 2- 3 teknik adam değiştirmek yerine iyi inceleyip liglerde iyi işler yapmış iyi donanıma sahip iyi bir teknik adam ile uzun vadede, Eskişehir'in beklentisini karşılayıp bir oluşum yerleştirmeli. Bu teknik ekibin içinde Eskişehir'in güvendiği inandığı bir teknik adam da olmalı. Asıl önemlisi Eskişehirspor artık çağdaş, kurumsallaşmış bir yapıya kavuşmalı.
Tepeden tırnağa kabuk değiştirmeli. Sadece kısa vadeli planlar değil yanında uzun vadeli, Eskişehirspor'u yeniden Anadolu Yıldızı yapmanın planlarını da yapılmalı. Sağlam finansal kaynaklar, iyi bir işletmecilik ve tesisleşmenin yanında güçlü bir yönetim başarıyı getirir. 1965 'de doğan Anadolu Yıldızı tekrar parlamalı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.