CHP Kongreleri her zamanlı heyecanlı olmuştur.

Hep bilinen ve alışılan ortamlarda sürer seçim takvimi…

Kongreler için yarış hep aylar öncesinde başlar mesela.

Bir önceki kongrelerin ayrı gruplarının bu kez bir arada olduğu görülür.

Aynı ortamda hareket edenlerin de, bu kez farklı gruplar içerisine girdiği izlenir…

Tüm hesaplar yeni kongreler için sil baştan ele alınıp;

Yeni gruplar, yeni delegeler oluşturmak için mahallelerde var gücüyle yarışır.

Ardından genel kurullar gelir çatar.

önce ilçeler, ardından ise il kongresinde tüm bu hazırlıkların sonuçları alınır ya da sonuçlar istenilen gibi çıkmaz.

Ve ardından geçen süreç;

“Bu grup kazandı, şu kişi karlı çıktı” gibi pek çok yorumla birlikte geride kalır.

++++

CHP yine binzer bir dönemi geride bıraktı.

Gerçekten de Eskişehir’e yakışır bir genel kurul izledik.

Tek bir tartışmaya mahal vermeyecek;

Kimsenin tek bir söz edemeyeceği bir ortamda kongre gerçekleştirildi.

Yeniden parti örgütlerine bu konuda bir teşekkür etmek gerekli…

Hatta ve hatta “Gergin geçecek!” diyen pek çok kişi de mahçup oldu.

+++

Gelelim kongre sonrası özetine…

Bu kongreden kimlerin galip çıktığı, kimlerin sandıkta kaldığı yönünde zaten bir ton yorum yapılıyor.

Yeniden aynı şeyleri tekrarlamaya gerek yok.

Hangi grupların hangi adayla kazandığı;

Kimlerin hangi adayla kaybettiği ortada!

Mevcut sonuçla CHP artık yol almaya devam edecek!

Ancak!

İlerleyen süreçte nelerin olacağını kestirmek çok güç!

Başta da dediğimiz gibi…

CHP kongrelerinin sonuçları üzerinden yapılan yorumlar sonraki zamanlarda farklılaşabiliyor.

Bir arada olanlar, yarın farklı gruplara ayrılabiliyor.

Bugün ayrı gayrı düşenler, bir bakmışsınız ki yarın bir arada siyaset yapabiliyor.

Bu nedenle…

CHP’de kimlerin kazandığını, ya da kaybettiğini söylemek bugün için yapılabilir…

Lakin…

Bugünkü sonuçların gelecek için belirleyici bir tablo oluşturduğunu söylemek asla mümkün değildir.

O yüzden partideki gelişmelerin kısa ve uzun vadede nerelere evrileceğini gözlemleyeceğiz.

Şu bir gerçek ki;

“Bugünkü sonuçlar, yarının sonuçları değildir!”

******************

ATAç’IN KURULTAY DIŞI BIRAKILMASI…

Yukarıda seçimlerin son derece demokratik ortamda yapıldığını söyledik.

Grupların yarışlarının takdire şayan olduğunu belirttik.

Ancak!

Her seçimin yazılı olmayan bazı anlaşmaları vardır.

özellikle partilerde yapılan seçimlerde, partinin önemli isimleri ayrı bir yere konulur.

Nitekim…

Hem Odunpazarı, hem de Tepebaşı delegeleri Büyükerşen ile Kazım Kurt’u bu centilmenlik kapsamında başköşeye koymuşlar.

Tüm oylarını her iki ismin kurultay delegeliği için kullanmışlar.

Doğru olanı yapmışlar.

Fakat!

Aynı centilmenlik Ataç için gösterilmemiş!

öyle görüyünor ki;

Odunpazarı delegeleri, Ataç için kurultay üyeliğine dair olumsuz görüş bildirmişler.

Bu da son derece güzel biten genel kurulun hiçte iyi olmayan ayrıntısı olmuş.

Ve kongreden şehir siyasetine “önemli bir not” olarak tarihdeki yerini almış…