Atama ile gelen mevcut yönetimin yapması gereken genel kurul toplanmadı.

Parti içindeki bir grupta meseleyi mahkemeye götürdü, kongrenin hemen yapılmasını istedi.

 “Olağan kongreler zaten yakında yapılacak” denilerek, meselenin mahkemeye götürülmesi işini ise bazı partililer doğru bulmadı.

Hele ki, seçimden zaferle çıkmış bir partinin, şu süreçte böylesine tartışmalar içerisinde olmasının uygun olmayacağı dillendirildi.

Mevcut yönetimde bu tarzda düşünenler gibi hareket ederek;

“Partiyi kongreye götürmenin anlamı yok!” diyerek koltuklarını bırakmadı.

+++

Ancak!

Mahkeme, yapılan başvuruları uygun görerek, partinin yapması gereken kongreyi yapmadığı gerekçesiyle yönetime kayyum heyetinin atanmasına karar verdi.

Görevlendirilen kayyum heyeti de parti tüzüğü ve yasalar gereği, kendisine verilen görevi uygulamaya koydu.

Yani 45 gün içerisinde toplanması gereken bir kongre olduğunu kamuoyuna duyurup;

“Olağanüstü genel kurul mevcut delegelerle 27 Ekim’de toplansın” dedi.

++++

Tüm bunların hemen öncesinde ise;

Mevcut il başkanı Abdülkadir Adar, partisi tarafından belirlenen “olağan genel kurul takvimini” kamuoyu ile paylaşıyordu.

üye listelerinin askıya çıkarılacağı tarihten, delege seçimlerinin tarihine kadar ayrıntıları verdi.

27 Ocak’ta ilçe kongrelerinin biteceğini ve 3 Şubat’ta da il kongresinin yapılacağını duyurdu.

+++

Şimdi ortaya iki ayrı kongre çıkmış oldu.

27 Ekim’de kayyum heyetinin toplayacağı bir “Olağanüstü il kongresi” yapılacak.

Aynı süreçte ise partili üyeler “olağan kongre” için delege seçimleri için sandık başına gidecek.

Mevcut delege yapısı, bu seçimlerin ardından olağan kongre için değişmiş olacak.

Mevcut delege 27 Ekim’de;

Yenilenen delege ise 3 Şubat’ta yeni il yönetiminin kimlerden oluşacağına karar verecek.

++++

Nereden bakarsanız bakın, CHP adına hiçte güzel görünmeyen bir tablo var ortada.

Bilemiyoruz ama CHP’nin Eskişehir tarihinde görülmemiş bir olayla karşı karşıyayız.

3-5 Ay içerisinde parti iki kez il yönetimi belirleyecek.

Hem de kongre yaparak!

+++

Bakalım tüm bu sürecin sonuçları nasıl olacak?

Bu ikili genel kurul takvimi içerisinde kimler neler alacak, kimler neler kaybedecek?

Hesaplar kitaplar nasıl ve neye göreve yapılacak?

Bir hayli hareketli CHP gündemi hepimizi bekliyor…

DESTEK BULMAK İçİN öNCE YOLA çIKMAK GEREK!

Bizim şehrimizde, “Sen yola çık biz arkandayız” diyenleri bugüne kadar hiç görmedik.

Sadece Eskişehirspor konusunda değil;

Siyasette de, ticarette de bu işler hep böyle oluyor.

Evet, bazı seçimlerde gruplaşmalar falan olmuyor değil.

Ancak!

Hiç kimse, kimseye “Kazanırsan, görevi alırsan şu kadar destek olacağım, şu kadar kaynak yaratacağım” diye taahhütte bulunmuyor.

+++

“Destek olunursa göreve talibim” sözlerini de bu yüzden çokta anlamlı bulmuyorum.

Eğer siz güvenilen bir kişiyseniz, çevrenizde sözünüze itibar edilen bir kişilikseniz;

Kapıları açacak özgün ağırlığınız ve gücünüz varsa;

Kitleleri peşinizden sürükleyecek ortamı yaratmışsanız, bahsedilen o destekler görev aldıktan sonra zaten gelecektir.

Hele ki söz konusu Eskişehirspor ise;

Hangi görüş, hangi fikir, hangi gruptan olursa olsun herkes böylesi bir isme yapabileceğinden bile daha fazla destek verecektir.

+++

Sözü “Destek bulamıyorum” diyen Sinan özeçoğlu’na getireceğim.

Kendisine söyleyeceğim şudur;

“Şimdiden kimse Eskişehirspor adına destek ve taahhütte bulunmayacaktır”

Bu kişinin Sinan özeçoğlu ya da bir başka isim olması fark etmez.

Bu durum, bizim şehrimize özgü bir tavırdır.

Bu tavrı kırmak adeta imkansızdır.

Bu nedenle “özeçoğlu önce kendisine güvenmelidir”

çünkü;

özeçoğlu gibi bir isim, yukarıda sözünü ettiğimiz tüm vasıflara sahip bir profildir.

Güvenilir;

Sözüne itibar edilir;

Doğru yöneteceği bilinir;

Dürüst ve samimi olduğuna inanılır;

Ve kitleleri, tıpkı geçtiğimiz günkü twetter kampanyası gibi peşinden sürükleyebilir.

Bu yüzden de şehirde kimse Es-Es için kendisine destekten de kaçmaz…

O nedenle önce yola çıkmak lazım, bahsettiği destek ise zaten gelecektir!

Nedeni basit;

“Eskişehirspor, bu şehrin en değerli varlığıdır.”