Amerikada yaşayan ünlü bir zen ustasına, bir gün bir Amerikalı gelmiş ve: “Hey usta bana yaşamda en önemli olan şeyleri yazar mısın?” demiş.

Zen ustası kalemi almış ve kağıda “DİKKAT” diye yazmış. Şaşıran Amerikalı:
“Evet; ama hepsi bu kadar mı?” diye sorunca, kağıdı alan zen ustası bir “DİKKAT” daha yazmış. Durumdan hoşlanmayan Amerikalı kağıdı bir daha ustaya uzatmış ve usta bu defa:
“DİKKAT! DİKKAT! DİKKAT!” diye yazmış.
Dikkat edebilmek için o ana odaklanmak gerekir. O ana odaklanmak için de geçmişin pişmanlıklarını ve geleceğin endişelerini zihinden atmak gerekir. Onun için ünlü bir zen ustasına “Zen nedir?” diye sorduklarında şöyle cevaplamıştır. “Otururken otur, yürürken yürü, koşarken koş”
Yani neyi yapıyorsan zihnin onu yapsın. Bizler tabii ki devamlı endişe ve kaygılarla dolu olduğumuz için, ne güneşin batışını, ne yediğimiz yemeğin tadını, ne de gülerken göbeğimizin hoplayışının farkına varabiliyoruz.