2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

ESKİŞEHİRSPOR RAHATLADI!

 


Karmaşık duygular içinde izledik ümraniye maçını.


Aklımızın bir ucunda yaşanan ekonomik sorunlar.


Diğer tarafta, başka kulüpleri bırakıp geri gelen oyuncular.


Diğer tarafta, transfer yasağı olan takımı sırtlanan Sergen…


++++


Maç başlar başlamaz gözümüze çarpan pek çok eksiklik oldu.


“Şimdi bunu eleştirmeliyim” dediğim anda “halimiz” geldi aklıma.


“Kime, nasıl kızayım?” diye kendimle savaşmaya başladım.


“Eleştiri gerekli mi, yoksa sineye mi çekmeli?”


İkilemi arasında koskoca 90 dakikayı bitirdim.


++++


Maçta ne oynandı, nasıl oynandı, kimler nasıldı gibi detaylara çok fazla takılacak durumda değildik.


Dediğimiz gibi, aklımız karışık, dikkatimiz dağınıktı.


Ay sonunda ki eksi puan cezalarının akıbeti düşüncesi sardı aklımızı.


Yönetimin bulması gereken büyük meblağları nasıl toparlayacağı sorusu…


Kendi kendimizi bu sorular ile yiyip bitirirken bir de gerilimi artan maçla karşı karşıya geldik.


Dakikalar ilerledikçe yaşadığımız stres daha da arttı.


Hele son anlarda yaşanan olaylar la hepimiz çileden çıktık.


++++


Dediğim gibi, maçın teknik, taktik gibi konuları üzerinde duracak durumda değiliz.


“Takımın hali, bizden farksız değil çünkü!”


Bizlerin tribünde yaşadığı stresin, takımda ne denli yüklü olduğunu söylemek istiyoruz.


Futbolcu kadrosunun yaşadığı psikolojik çöküntünün nasıl dışa vurduğunu söyleyeceğiz.


Onların da en az bizim kadar stres yüklü olduklarını dile getireceğiz.


Maçın en önemli gözlemi galiba bu konu olmalı.


Bu yüzden de oyuncuların son dakikalarda yaşadığı duygusal patlayışa yer vereceğiz.


+++++


Son oynanan Göztepe maçının oyuncular üzerindeki etkisinin gitmediğini görüyoruz.


öyle ki;


Pek çoğu yapmak istedikleri ama bir türlü yapamadıklarının çilesini yaşıyordu.


Formanın hakkını vermek ama taktiksel düzen içerisinde sıkışıp kalmanın sorunu ile boğuşuyorlardı.


Bu düzen içerisinde bir türlü gelmeyen sonuç oyuncuları adeta strese boğuyor,


Kolayca atabilecekleri pasları bile ayaklarına doluyorlardı.


Tribündeki beklentiye bir türlü yanıt verememek, doğru düşünmelerinin önüne geçiyordu.


özgüven sorunu daha da derinleşen bir hal alıyor, sorumluluk duygusunu geçen her dakika çökertiyordu.


Kafaların bu denli yüklü oluşu, ayaklara futbol yeteneğini göstermelerini emretmiyordu.


Hele ki;


Rakibin golü geldikten sonra şaşkınlık daha da artmış, ne yapacağını bilmeden oynayan oyuncular gurubu ortaya çıkmıştı.


Ne var ki;


Yukarıda bahsettiğimiz o duygusal patlama artık daha fazla gecikemezdi.


Futbolcular içlerinde biriktirdikleri tüm duyguları maçın son anında dışarı bıraktılar.


Taktik, düzen, sistem bir kenara atıldı.


“Yapamam, edemem, başaramam” korkuları sıyrıldı gitti.


Bruno gibi bir oyuncu sadece ve sadece sırf bu yüzden, her zaman yaptığı o vuruşu ancak psikolojik olarak rahatladıktan sonra yapabildi.


Ayaklarındaki pranga o anda çözülmüştü çünkü.


Tribünlerde takımın artık zincirlerini kıran görüntüsüne ortak olmaya başladı.


Bir beş dakika daha olsa, rakibini parçalayacak bir atmosfer çıktı ortaya.


+++


Fazla süslü kelimeleri bırakalım bu noktada.


Söyleyeceğimiz şudur;


“Eskişehirspor formasını taşıyan oyuncular, omuzlarında haftalardır duran yükleri maçın son 5 dakikasında attılar üzerinden.


Ve bundan sonra da aynı şekilde yollarına devam ederek artık galibiyet serisine başlayacaklardır.


Taraftara gelince;


Bundan sonraki maçlarda artık takımla birlikte maç havasına girmeliler.


Tezahürat falan, Türkiye’de efsane bir tribünümüz var.


Ancak rakibi yıldıran, hakemi etki altına alan atmosferi artık yaratmalıdırlar.


Eğer bunu başarırlarsa, bundan sonraki haftalarda hiç bir takımın bu sahadan puanla ayrılacağını düşünmüyoruz…


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi