CHP’yi konuşurken, kendi içindeki mücadeleleri hep ön plana çıkarıyoruz.

Buna mecbur kalıyoruz doğrusu.

Nedeni belli;

“Parti içindeki gruplaşmalar, hizipleşmeler, kavga gürültüler öylesine doruğa çıkıyor ki;

CHP siyaseti adına konuşacak başka bir şey bulamıyoruz.”

ülkede iktidara bunca yaklaşmış bir partinin bu tür işlerle nasıl oluyorda uğraştığına da anlam veremiyoruz.

+++

CHP’yi kendisine rakip görenler de bu yüzden CHP’yle ilgili çok fazla uğraş içerisine girmiyor.

Günlük politikaların dışına çıkmıyor CHP’nin karşısında olan partiler.

çünkü;

“CHP’nin kendi içinde yaktığı ateşe, dışarıdan odun atmaya lüzum kalmıyor!”

Partililer birbirlerini o ateşin içerisine zaten atıyor...

+++

Bu nedenle CHP’de kazan hep kaynar…

Ateşin harı hiç bitmez.

Hele hele kongreler öncesinde ise alevler üzerindeki kazanı da geçer.

Bu nedenle etrafına bakacak vakti çokça bulamaz CHP ya da CHP’liler.

Belkide sadece bu yüzden toplumdan uzak kalırlar.

İnsanların yaşantısından, yaşam kültüründen, beklenti ve taleplerinden bihaber politika yaparlar.

Gaf üzerine gaflar yaparler bu yüzden…

Ve CHP’den medet uman kitleyi bu şekilde kendilerinden uzaklaştırırlar…

+++

Neyse lafı çok uzatmaya gerek yok.

Zaten tüm bunlar herkesin bildiği CHP gerçekleri!

Ancak bu gerçeklerle artık CHP’nin yüzleşme vaktinin geldiği de bir başka gerçek.

Eğer CHP, içerisine girdiği bu kongreler, kurultaylar girdabından kurtulamazsa ayağına kadar gelen iktidar şansını da yine elinin tersiyle itecek.

+++

Sözü Büyükerşen’in dün sosyal medyadan duyurduğu görüşlerine getireceğim.

çokça uzun cümlelerden oluşmayan görüşlerini sunmuş Yılmaz Hoca.

Birkaç cümleyle partinin anlatageldiğimiz halini ortaya koymuş.

“Kendi içinde kavga eden partinin iktidar kavgası vermekten uzak kaldığını” anlatmış.

Bu kavgaların bitmemesi durumunda iktidar mücadelesinin eksik kalacağını dile getirmiş.

CHP’nin bu hastalığından kurtulmasının, bir bütün halinde yoluna devam etmesinin, ülke gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda bir elzem halini aldığını ifade etmiş.

Ve ardından da tek bir cümleyle;

“Uzlaşı kültürü içinde ortak liste oluşturulsun” diye parti içine çağrısını yapmış…

+++

Hoca’nın sözlerindan gayrısı zaten CHP’yi çokta düze çıkarmayacak gibi duruyor.

çok listeli kongrede demokratik bir yarış olsa bile, kaybeden grupların partiye küstükleri de biliniyor.

Bu da CHP’yi siyasi macerasında epeyce güçsüzleştiriyor.

Ancak, grupların temsilcileri bu gerçeği bilmelerine rağmen, kazandıkları kongre yarışlarını birer zafer olarak görüyorlar ve en büyük hatayı da işliyorlar.

+++

Tekrar dönelim Hoca’nın çağrısına…

CHP içerisindeki grupların, Hoca’nın bu çıkışından sonra nasıl bir yol haritası çizeceğini inanın merakla bekliyoruz.

Bakalım Hoca’nın çağrısı yanıt bulacak mı?

Yoksa birileri hocaya rağmen kahramanlık hikâyeleri mi yazmaya çalışacak?

Hep birlikte göreceğiz…