Türk siyasetine genel başkan hegemonyası hakim.

“Demokrasi” diyenler bile bu baskı altında siyaset yapar.

En tipik örneği CHP’dir!

Kendi içinde demokrasiyi sağlayamayan bir partinin, demokrasi için vatandaştan oy toplamak istemesi tezatlık oluşturuyor.

Belki de, son yıllarda sürekli sandıkta kalmaları;

Veyahut iktidarın önünden bile geçememeleri bu nedendendir!

+++

Oysa CHP’nin kökünde ön seçimler vardır.

Partilinin fikirleri vardır.

Kimin partiyi yöneteceğini, kimin partinin adayı olacağını partiye gönül vermiş kişiler karar verir.

Dediğimiz gibi, o yıllar çok geride kaldı.

Artık tamamen Ankara’daki oval ofisten yönetilen bir CHP var!

Orası kimi işaret ederse, o isim aday oluyor.

Orası kimin üzerini çizerse, o kişinin siyasi hayatı bitiyor.

Dahası, bu baskı artık seçmen üzerinde de deneniyor.

öyle ki;

“Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” diktasını kendi seçmenine uygulayan bir CHP var şimdilerde…

++++

24 Haziran seçimleri işte bu politikaların dışa vurumudur.

Seçmene zorla kendi partinizi gösterirseniz, alternatif bir parti ortaya çıktığında seçmen direk oraya yönelir.

Cumhurbaşkanı adayı ile partinin aldığı oyların farkının asıl sebebi bu değil midir?

CHP adına işin daha vahim tarafını söyleyelim…

“24 Haziran öncesindeki siyaset tarzı bugün de devam ediyor”

Genel merkezin kapalı kapılar arkasında alınan kararlar ile yine parti yönetilmeye, seçmen üzerinde baskı kurulmaya çalışılıyor.

“Biz neye karar verirsek, siz oraya oy atacaksınız” mantığı işlemeye devam ediyor.

+++

Bu yazıdan kimse bir anlam çıkarmasın.

Herhangi bir ismi, bir kişiyi falan işaret ettiğimiz falan yok.

Beri yandan bahsini ettiğimiz durum sadece CHP’ye özel bir durum da değil!

CHP’den örnek vermemizin sebebi;

CHP’nin bu türlü politikalardan artık yara almaya başlamasından dolayıdır.

çünkü CHP seçmeni, artık kendisine dayatılan isimler yerine, görmek istediği isimlerle yarışmak istiyor.

Bunları görmediği zaman da, tıpkı 24 Haziran gibi, farklı alternatiflere yöneleceğini de açıkça ortaya koyuyor.

Buna rağmen CHP politikalarında ise tek bir değişiklik dahi yaşanmıyor.

Yaşanmadığı için de seçim sonuçlarında bir farklılık görünmüyor.

Ve bundan sonra ki seçimlerde de daha olumlu bir sonucu kimse beklemiyor.

Zira;

“Adayı genel merkez seçse de, kimin seçileceğine halk karar veriyor!”