Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Kişilik haklarına biraz saygı

Çok bencil bir toplum olduk. Dünya yansın umrumuzda değil, hele etrafımızdaki insanlar hiç umrumuzda değil ne yazıkki, hep kendimizi düşünüyoruz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demekten kendini alamıyor bazıları. Ne kadar yazık, bu nasıl bir duyarsızlık?

Kaldırımda araç kullanmak nedir? Ben yaya kaldırımında bisiklete, motora ve akülü scooter’a binilmesine karşıyım. Üstelik kaldırımda veya yaya yolunda bisiklet sürmek kara yolları trafik kanunun 136. maddesinin a bendine göre de yasak. Binenler trafik suçu işlemekte. Bir yayaya falan Allah korusun zarar verdiklerinde de siz düşünün gerisini artık.

Ama nedense bazı sürücüler bayılıyor kaldırımdan gitmeye. Sanırım kaldırımda kendilerini daha güvende hissediyorlar. Peki onlar kendilerini güvende hissedecekler diye biz yayalar neden kendimizi güvende hissetmiyoruz? Bu kaldırımlar yayalar için yapılmadı mı? Bisiklet kullananlar bisiklet yollarından gitsin, akülü motorlar kaldırım kenarlarından gitsin, akülü scooterler tam bir bela zaten bence hem yayalar hem de sürücüler ve halk için her yönden. Üstelik ucuz da değil. Neyse bu durum şimdilik konu dışı.

Ben birkaç yıldır bir yere gidip gelirken eğer çok uzak mesafe değilse toplu taşıma araçlarına binmiyorum, arabamı da sattım, sağlığım açısından yürümeyi tercih ediyorum. Keyif benim değil mi yürürken müzik dinlemeyi de çok seviyorum. Takıyorum kulaklığı kulağıma yol nasıl bitiyor anlamıyorum. Ama bu bisiklet ve akülü motor sürücüleri bir süredir beni çileden çıkarıyor ve huzursuz ediyor. Arkamı ve sağımı solumu kontrol etmekten kaldırımda ne rahat yürüyebiliyorum ne müzik dinleyebiliyorum, yanımdan son süratle geçiyorlar, çok huzursuz oluyorum.

Eğer temkinli olmazsam kulağımda kulaklık varken arkamdan yada yanımdan hızla geleni ben nasıl duyabilirim veya görebilirim? Hiç birimizin arkasında gözü yok değil mi? Duymadığım için de o an ben yana doğru bir adım atsam, hamle yapsam bana çarpabilir, zarar verebilir, bir yerimi kırabilir, belki düşüp başımın kaldırım kenarına yada taşa gelmesine sebep olabilir, ne bileyim hatta ölebilirim.

Kaldırımlar yayalar içindir, yollar sürücüler için. Örneğin benim yerimde kulağı ağır işiten bir yaşlı da olabilir, sağır dilsiz bir engelli de olabilir, yada o an birşey düşünerek kafası dalgın yürüyen bir anne de olabilir, evine ekmek götürme telaşında olan bir baba da olabilir, sevgilisinden yeni ayrılmış üzgün, aklı başında olmayan bir delikanlı da olabilir yada arkadan bisiklet gelirken aniden annesinin elini bırakıp koşmaya başlayan küçük bir çocuk da olabilir. Kaldı ki çoğu bisiklette korna bile yok, müneccim değiliz ki arkamızdan yada yanımızdan bisiklet geldiğini bilelim öyle değil mi? Çoğu da o kadar hızlı kullanıyor ki kaldırımdan gidiyorum nasılsa diye size tarif edemem.

Adı üzerinde yaya kaldırımı bunlar. Yayaların güvenle rahat yürümeleri için yol kenarlarına yapılmış. Ben nasıl ki trafik lambalarına ve diğer tüm trafik kurallara uyuyorsam, sürücüleri ve kendimi tehlikeye atmamak için araçların geçtiği işlek yollarda yürümüyorsam aynı hassasiyeti başkalarından da bekliyorum doğal olarak.

İşin bir başka boyutu da araçlarının yarısını kaldırıma çıkararak park eden sürücüler ve otobüs duraklarına araba park edenler. Adeta deli oluyorum bunları gördüğümde, bencilce yapılan bu davranışlar hadsizlikte son nokta artık. Bunları yapanlara sesleniyorum; bu dünyada sadece sizler yaşamıyorsunuz beyler bayanlar... Lütfen insanların kişilik haklarına biraz saygılı olun. Sadece kendinizi düşünmeyin!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seda Kağıtcı Arşivi