2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

REHAVET TEHLİKESİNE DİKKAT!

 


 


Korana ile mücadelede tünelin ucundaki ışık görünmeye başladı.


İyi gidiyoruz, sonu da iyi olacak.


öncelikle bu konuda devletimizin verdiği mücadeleye şapka çıkarmak istiyoruz.


Kendi göbeğini kendisi kesen ve dahası yurt dışı onlarca ülkeye de yardımını esirgemeyen bir devlete sahip olmanın gururunu yaşıyoruz.


+++


Dönelim korana mücadelesine…


Meselenin Eskişehir ayağı da, tıpkı ülke sathında olduğu gibi başarıyla gidiyor.


Şehrin her köşesi adeta maske üretim merkezine dönmüş durumda.


Toplumun her kesimi sağlıkçılarının tüm ihtiyaçlarını giderme peşinde.


Ekonominin çarkları döndürülüyor.


Eskişehirliler, getirilen kurallara azami şekilde uyuyor.


Ve sokağa çıkma yasağı günlerine harfiyen riayet ediyor.


+++


Elbette tüm bunları gelecek kuşaklara ballandıra ballandıra anlatacağız.


Toplumca verdiğimiz mücadeleyi örnek göstereceğiz.


Ancak!


O günlere gelmeden önce, yine bizi bekleyen bir tehliyeke dikkat çekmek lazım.


“Bayramdan sonra beklenen normalleşme günlerine!”


+++


11 Mart öncesine elbette döneceğiz.


Ancak, sürekli pompalanan iyi olumlu hava, dışarıdaki güzel havayla birleşince ortaya farklı düşünceler çıkıyor.


Herkeste aynı düşünce oluşuyor;


“Bayramdan sonra hepimiz sokaklara, caddelere, tatillere, gecelere akacağız”


İşte bu algıyı aşabilmek, mücadelenin en kritik dönemeci olacak.


+++


Şu bir gerçek ki, pandeminin etkileri uzunca bir süre devam edecek.


Yeni normal yaşam, 11 Mart öncesi gibi olmayacak yani!


En azından kısa vadede olmayacak!


Hayatımızın her anının kısıtlamaya devam edeceğiz.


O yüzden, yeni dönem için sosyal yaşama odaklanmak yerine, daha çok üretime, daha çok çalışmaya, daha çok kazanmaya odaklanmalıyız.


Korona sonrası gezip tozmak yerine tam da bunu yapacağız…


çünkü buna mecruburuz.


 


 


 


 


ASIL NİYET FARKLI OLURSA!


 


ülke gündemi, Diyanet’in açıklaması ve ardından bazı kurumlardan gelen cevaplarla toz duman oldu.


Konuyu biliyorsunuz.


Mesele, Diyanet’in eşcinsel ilişkilerin haram olduğunu söylemesiyle başladı.


Ardından ise, o sözünü ettiğimiz kurumlar nedense birden telâşe düştü!


İnsan haklarından tutun, anayasal özgürlüklere kadar den vurmaya başladılar.


Her bireyin özgürce yaşama hakkı olduğunu belirtip, resmen Diyanet’in söylemlerine ateş püskürdüler.


Oysa Diyanet, kimsenin yaşam hakkına karışan minvalde bir söylemde bulunmadı.


Bu tür çarpık ilişkilere İslam’ın bakış açısını ortaya koydu.


+++


Elbette herkes istediği hayatı yaşar, kimseyi de ilgilendirmez…


Bizim takıldığımız konu zaten başka…


Şöyle ki;


Diyanet’in söz konusu sözleri neredeyse her bültende;


“Diyanet’in açıklaması” olarak veriliyor.


İyi de, konuya dair Diyanet’in bir açıklama yapmasına gerek yok ki!


Kur-an, zaten böylesine ilişkilerin net biçimde haram olduğunu “apaçık” bir biçimde ortaya koyuyor.


Yani bunu bilmek için Diyanet’in açıklama yapmasını kim bekler ki?


Zaten hepimiz Kur-an’ı okuyuoruz ve konuya bakışını net biçimde biliyoruz.


öyleyse, ortada farklı bir amaç var?


“Eski Türkiye alışkanlıklarını geri getirmek” olabilir mi?


Korona ile mücadelede tarih yazan Türkiye’de, toplumun dikkatini başka bir yere çekebilmek mesela!


Ne dersiniz?


 


******************


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi