Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, son derece güçlü bir siyasi profil.
Aday olduğu bölge için “yeniden kazanır” cümlesini kolayca söyleyebileceğimiz bir isim.
Elbette hiçbir seçim mücadele etmeden kazanılmaz:
Ancak, Ataç’ın olduğu her seçim, mutlaka adayı olduğu partiye çok yakındır.
+++
Ataç’ın üç dönem Tepebaşı’nı alması, son iki dönemi ardı ardına kazanması da bu gerçeği bir kez daha ortaya koyuyor.
Dahası…
Ataç’ın sadece bir seçim kazanmaması, üstüne üstlük seçmeni sağ olan bölgeden sol oyları artırarak çıkması başarısının ne denli anlamlı olduğunu gösteriyor.
İşte bu nedenle Ataç’ın sonraki seçimler için farklı kulvarlara yakıştırılması da hep bundan kaynaklanıyor.
+++
Ataç, ardı ardına bu türlü seçimler kazanırken;
Kazanırken de partisinin oylarını artırırken üzerinde bir baskı oluşması boşuna değil yani.
özellikle kamuoyu, Ataç’ın bu başarıları ile kendisinin ilerleyen süreçte Büyükşehir’e geçmesi gerektiğini dillendirdi.
CHP’nin Eskişehir’de iktidarını sürdürecek bir isme sahip olduğu hep dilden dile yayıldı.
Ve son seçimin ardından bu yönde kentte bir algı oluşturuldu.
+++
Şehirde böylesine bir algı ortaya çıkınca;
Seçimden henüz kısa bir zaman geçmesine rağmen bu konu Ataç’a soruldu.
“Eskişehirliler sizi Büyükşehir’e yakıştırıyor” sözlerini yanıtladı Ataç…
Ataç’ın bu soruya olan yanıtı ise şehirde adeta fırtınalar kopardı.
Ataç’ın yanıtları öyle yerlere çekildi ki;
“Ataç, Büyükerşen’i de kendisine rakip olarak görüyor” yorumları peşi sıra yapıldı.
+++
Oysa Ahmet Ataç, o günlerde son derece makul, ayakları yere basan ve aslında söylenmesi gereken şeyleri söyledi…
“Yılmaz Hoca’nın önden geçmem.
Eğer bir sonraki seçimde kendisi aday olmayacaksa, büyükşehir’e aday olabilirim” dedi.
İşte bir bardak suda fırtınalar koparan cümleler sadece bunlardı.
+++
Bu cevapların ardından, sanki “Ataç, Büyükerşen’e düşmanmış gibi” bir psikoloji yaratılmak istendi.
Bu konu kaşındıkça, her iki tarafın arasına kara kediler sokulmaya çalışıldı.
Belki de kasıtlı olarak yapılan bu algı çalışmasının ardından bu kez de;
“Başkanlar arasında savaş var” etiketi yapıştırıldı.
Gündem bu etiket üzerinden günlerce devam etti.
+++
Gelelim bugüne…
Büyükerşen, bir kez daha aday olacağını açıkladı önce.
Kimseden bir itiraz yükselmedi.
Ardından parti lideri şehre geldi, Hoca’nın adaylığını onayladı.
Yine kimseden ses çıkmadı.
Hiç kimse, “Orası benim hakkım, oraya ben de adayım” falan diye de çıkışmadı.
Kısacası;
Ataç, dün ne söylediyse bugün onlar yaşandı.
“Hocam yoksa varım” dedi.
Ancak Hoca yeniden var.
O halde, “Hocamın önünden geçmem” diyen Ataç’ta Tepebaşı adayı olarak bir kez daha Eskişehir’in kazanılması için var.
O zaman merak ediyoruz;
“Bunca kıyamet, bunca fırtına neden estirildi?”
İnsan sormadan edemiyor işte…