4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

Sağlıkta Verim Kaliteli Eğitimle Eşdeğerdir

Kütahya Sağlık Bilimleri üniversitesi (KSBü), ilk akademik yılının açılışı ile ilgili düzenlenen törende, Tıp Fakültesi’ni, kazanan öğrenciler, doktorluğun, ilk adımı olan Beyaz önlük Giyme Töreni ile önlüklerini giydiler. Törene,  geniş bir katılım vardı.
Dumlupınar üniversitesi, bünyesinde iken ayrılan, Tıp ve Diş Hekimliği ve Sağlık Bilimleri Fakülteleri, Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve iki Sağlık Meslek Yüksek Okuluna ilave olarak, Doğa ve Mühendislik Bilimleri Fakültesi, yeni iki adet yüksekokul ile KSBü’  de öğrenci sayı, toplamda 2 bin 850 kişidir.
Törende, bir konuşma yapan, Kütahya Sağlık Bilimleri üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu, “ Tarihini bilen, milletimizin değerlerine sahip çıkan, inancından güç alan, dünyaya açık, bilimin ışığından yürüyen ve yüksek milli duygularla donanmış vatanperver gençler yetiştireceğiz.” Sözleri ile de Tıbbiyeli gençlerin, çanakkale ve İstiklal Savaşındaki serüvenlerini hatırladık.
1915 yılında, Tıbbiye'ye kaydolan 1. sınıf öğrencilerinin tamamı, çanakkale'de şehit düşmüş ve bu nedenle de Mektebi Tıbbiye-i Şahane 1921 yılında, hiç mezun verememiştir.
Yine tıbbiyeli öğrenci olan Hikmet Bey, Sivas Kongresinde, ABD ya da İngiltere’nin manda ya da himayesini savunan söylemlere, çok şaşırır. Oturumlar sırasında, söz aldığında, delegelerin hayret nidaları arasında, yüksek ve heyecanlı sesle “ Delegesi bulunduğum Türk gençliği, beni buraya bağımsızlık yolundaki çalışmalara katılmak üzere gönderdi. Mandayı kabul edemeyiz. Eğer manda fikrini kabul edecek olanlar varsa bunları şiddetle reddeder ve kınarız. Eğer manda fikrini kabul ederseniz, sizleri hain ilan ederiz “.Daha sonra Mustafa Kemal’e dönerek aynı coşku ve kararlılıkla ” Paşam, siz de manda fikrini kabul ederseniz sizi de reddederiz. Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı olarak değil vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz” demiştir.
Herkes, bu net ve heyecanlı söylem karşısında, Mustafa Kemal ‘in, tepkisini beklerken, yanıt gelir:”Evlat, içiniz rahat olsun. Biz azınlıkta kalsak dahi, mandayı kabul etmeyeceğiz. Manda da yok, himaye de yok. Parolamız tektir ve değişmez: Ya İstiklal, ya ölüm.”  demişti. Tıbbiyeli gencin de bu içtenlikli çıkışından çok mutlu olmuştu
Beyaz önlüklerini giyerek, tıp doktoru olma yolunda, ilk adım atan öğrencilerin heyecanları ve İstiklal ve çanakkale Savaşındaki ruh, yüzlerine yansırken, Törenle de 6 yıllık, zorlu bir eğitim sürecine başladılar. İyi bir eğitim alacaklar ve birinci basamak hekimlik düzeyinde bilmeleri gereken, her şeyi, öğrenmekleri için de gayret gösterecekler ve her türlü fedakarlığı yapacaklardır.
Dumlupınar üniversitesi Tıp Fakültesi, 2015 Haziran ayında taşınılan, yeni tıp fakültesi temel bilimler ve dekanlık binası ile daha donanımlı ve daha modern, bir fakülte olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Dumlupınar üniversitesi, Evliya çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ ile de halkımıza, sağlık hizmeti vermektedir.
ülkemizde,1990 yılında, Türkiye’deki Tıp Fakültesi sayısı 25’ti. Bugün, ülkemizdeki Devlet üniversitelerinde 73, Vakıf üniversitelerinde 27, olmak üzere toplam 100 Tıp Fakültesi var. Bunlardan 84’ü aktif. Diğerleri kurulmuş ama henüz eğitime başlamamış. Bu fakültelerdeki, öğrenci sayımız 75 bindir. öğretim üyesi sayımız 13 bin civarındadır…
Elbette tıp alanında, başarı, üniversite sayısı ile değil,   Tıp Fakülteleri, verdikleri eğitim, tıp alanındaki araştırma ve geliştirme ve sahip olduğu, imkân ve çalışmaları ile eşdeğerdir.  çünkü ezbere dayalı bu eğitim, ne pratisyen, ne uzman doktor yetiştirmeye, ne de TUS sınavlarına, öğrenci hazırlamaya uygundur.
Tıp fakülteleri, hekim yetiştiren, sağlıkla ilgili araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılan ve bilgi üretilen, bilgiyi, yaşama aktaran yerlerdir. O nedenle de Tıp Fakülteleri, kaliteli, nitelikli ve uygulamalı eğitimi, sağlıkla ilgili, Ar-Ge çalışmalarını,  ön planda, tutulmak zorundadırlar..
Ayrıca HEKİMLİK, kutsal, onurlu ve itibarlı bir meslektir. Her doktor, bilgi, beceri ve tıp teknolojisini, her türlü imkânsızlığa ve engele rağmen, hastalara gerçek anlamda yardımcı olabilmek için kullanır. Her doktor görevini, en iyi şekilde yapmak zorundadır. Hata yapmak gibi bir lüksü de yoktur. Tek bir düşüncesi vardır. Sahip olduğu imkân ve bilgileri kullanarak, hastayı tekrar hayata döndürmektir.
ülkemizde, doktorlarımızın, başarısı ise tıp fakültelerinde yapılan, "EĞİTİM", "AR-GE" “UYGULAMA" alanlarındaki, başarı eşdeğerdir.  O nedenle de başta  iktidarlar, ilgili bakanlıklar, YöK, üniversiteler, öğretim üyeleri ve öğrenciler, üzerine düşen görevleri, eksiksiz yerine getirmek mecburiyetindedir.. çünkü söz konusu olan, insan hayatıdır   
Tıp Fakültelerinde, okuyan, öğrenci  ve görev alan öğretim üyelerine başarılar diliyoruz..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi