Şehir hastanelerini halk olarak çok tanımıyoruz sanki!
Aslına bakarsanız sistem anlamında bizde çokta iyi bilmiyormuşuz.
Geçtiğimiz günlerde yaptığımız bir ziyaret sırasında işleyişine dair pek çok bilgi edindik.
Hastane yöneticileri tarafından epeyce bilgilendirildik.
Hastane gezisi yaparakta sistemin nasıl işlediğine dair fikir sahibi olduk.
+++
Meselesinin siyasi boyutuna hiç girmeyeceğim…
Hastanelerin yapılış tarzından tutunda;
Eskişehir’deki hastanenin halka yeterince anlatılamamış olmasına kadar pek çok detayı bir kenara koyuyorum.
Sadece verilen ve verilmek istenen hizmete dair notlarımı paylaşacağım.
+++
Hastanenin çok büyük olduğu, aranan yerlerin bulunmasında zorluk yaşandığı eleştirilerine katılmadığını belirterek başlayayım.
Evet, hastane yüz binlerce metrekarelik bir alana, yine yüz binlerce metrekarelik kapalı bölümler ile kurulmuş.
Ancak tek bir ünite için hazırlanan alanların neredeyse yarıya yakını hizmete açılmış değil.
Sebebi açılan alanların şu an için hizmete yetiyor oluşu.
Yani Hastane imar edilirken bundan 20 yıl belki 30 yıl sonralarının hesapları da yapılarak inşa edilmiş.
Nüfus arttıkça, Şehir Hastanesi bölge hastanesi görevi gördükçe belki de şu an hizmete alınmamış o alanlar da vatandaş için açılacak.
Bu nedenle “Aradığımız yeri bulamıyoruz eleştirisinin” yersiz olduğunu gördük.
Ki, yüzlerce tabela da zaten gideceğiniz yere sizi sorunsuz bir biçimde götürüyor.
+++
Hastanenin en dikkat çeken tarafı elbette konforu!
özel hastanelere parmak ısırtacak boyutta bir otel hizmeti sunuluyor.
Hastaneye girdiğiniz andan, taburcu olduğunuz ana kadar ferah koridorlar, modern odalar sizlere hizmet veriyor.
“Aracımı nereye park edeceğim” derdi de en baştan sizi strese sokmuyor.
Gideceğiniz her bölge için ayrı bir yer altı otoparkı var.
Otoparklar bile yıllar sonrasının hesaplarıyla yapılmış ve katlar şeklinde inşa edilerek hazırlanmış.
+++
Gelelim asıl meseleye!
Yani işin insani boyutuna…
Devlet Hastanelerinde en çok şikâyet ettiğimiz konudur ikili ilişkiler.
Hastane çalışanları ile hasta arasındaki diyaloglar bugüne kadar hep sorun olmuştur.
Kavgalara varan tartışmalar içerisinde devlet hastaneleri bizlere hep soğuk gelmiştir.
İşte o soğuk atmosfer, hastaların girişteki karşılanmaları ile sıcak bir atmosfere dönüşüyor.
Evet her gün 8 binden fazla kişinin poliklinik hizmeti aldığı hastanede zaman zaman beklemeler olmuyor değil!
Ancak o anlarda oluşturulmuş bir sistem devreye giriyor.
Hasta ilişkilerinde eğitim almış kişiler hastanın sorunlarına hemen çözüm üretebiliyor.
Bu sistem hastane yönetimini de içerisine almış durumda!
“Ortada tamamen kurumsal bir yapı var.”
Eski devlet hastanelerindeki alışkanlıklar bu kurumsal yapı içerisinde yerini sistemsel bir hareket tarzına bırakmış.
Tıpkı belediyelerde olduğu gibi beyaz ya da mavi masa tarzı geliştirilen birimler, sadece oluşturanlar istek ve talepler doğrultusunda çalışıyor.
Ne hastaneyi yönetenler, ne de hastanede görevli olarak çalışan kişiler karşı karşıya asla gelmiyor.
“Kurulmuş bir sistem ve o sistem içerisinde çalışan insanlar var.”
+++
Lafın kısası şu;
Devlet Hastaneleri ile Şehir Hastaneleri arasında çok farklı bir yönetim tarzı var.
Her ikisini de devlet yönetse bile kurumsal anlamda büyük farklılıklar yaşanıyor.
Yani Şehir Hastanesi’ne gittiğiniz zaman, alışageldiğimiz bir devlet hastanesi anlayışla karşılaşmıyoruz.
Günün gerekliliklerine ve hatta ötesinde bir anlayış geliştirilmiş durumda.
Bu sistemin şu anda ve yakın gelecekte hangi hizmetleri nasıl vereceğini de sırası geldikçe konuşuruz.
çünkü hastanenin gelecek planlarına dair de epeyce notlar aldık.
Hepsini anlatacağız…
Hem bu sayede de 2 Milyarlık hizmeti kentliye anlatamayanlara da bir nebze olsun yardımcı olmuş oluruz...