Korona nedeniyle tüm dünya evine kapanınca doğada neler yaşandığını hep birlikte gözledik.

Tabiat resmen yeniden yaşamaya başladı.

Bitkilerden hayvanlara herkes derin bir nefes aldı, kendisini yeniledi.

Doğanın dengesi yeniden işler hale geldi.

+++

Yani iklimde yaşanan değişimlerden, doğal afetlerin pek çoğuna kadar en büyük sebebin insanoğlu olduğunu bir kez daha anladık.

Maalesef ki insan, kendi yaşam alanlarını kendi eliyle yok ediyor.

Ve bunu maalesef ki birtakım çıkarlar uğruna göz göre göre yapıyor.

İşte böylesine günlerde Kaymaz’da yine insan eliyle bir doğa tahribatı yapılmak isteniyor.

Kaymaz’da bir araya gelen şehir yöneticileri de yapılmak istenen zehir havuzuna karşı çıkıyor.

+++

Burada yapılan açıklamalarda Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ta, insanoğlunun yaşattığı tahribatı hatırlatıyor.

Diyor ki;

Korona nedeniyle insanlık doğadan çekilince vahşi yaşamın bütün unsurları kendisini yeniden gösterdi.

Doğayı en çok rahatsız eden şey insanoğlunun kendisi yani.

Bu siyanür insanoğluna, tarıma, hayvancılığa her şeye zarar veren kimyasal bir madde.

Bugün belki birtakım menfaatler uğruna bazı arkadaşlarımız görmezden geliyor ama lütfen vaz geçsinler.”

+++

Bu söylemlere katılmamak elde değil.

O halde, Ataç’ın sözlerine kulak asmalı.

Alpu’nun verimli tarım arazileri için nasıl termik santrale karşı kenetlenildiyse, siyanüre de geçit vermemeli.

Bu şehir bizim ve gelecek kuşaklara da sağlıklı bir kent bırakmak hepimizin boynunun borcu.

Bu borcu ödemek için de, “Lütfen vazgeçin, lütfen!”

****************

“CHP KIRSALDA NASIL GüçLENİYOR?” DİYE SORUYORLAR YA!

Eskişehir’de yeni tarım sezonu çokta iyi başlamadı.

Bir sabah yatağından kalkan çiftçi, ürünlerinin kırağıya kurban gittiğini gördü.

Hemen ardından ise, yağış bekleyen çiftçiye beklediğinden çok fazlası geldi.

Tarlaları su götürdü, mahsüller yine elde kaldı.

ürününü kurtarmayı başaranlar, tam sevinirken bir de arkasından dolu vurdu iyi mi!

Yani ortada ekilen ürünlerden eser kalmadı.

+++

Elbette bunun adı “afet”

Yani Eskişehirli üretici resmen afete uğradı.

Bunun karşısında ise devleti yanında görmek istedi.

Fakat anladığımız kadarıyla bu beklentisine çokta cevap bulamadı.

Bırakın merkezi idareyi, yereldeki yöneticiler bile yaşananlarla ilgili çokça gündem oluşturamadı.

Buna karşılık CHP’nin vekilleri neredeyse tüm arazileri karış karış gezip çiftçiye moral verdi.

Yetmedi, şimdi de Ankara’da bir heyet oluşturup şehrin çiftçisine daha güçlü gelecekler.

Afete uğrayan tarlalarda üreticilerle görüşüp, yapılması gerekenlere dair rapor hazırlayacaklar.

+++

“Tarım kenti” Eskişehir’de son yaşananlar bu şekide.

Bir tarafta ürününü kaybeden acılı çiftçi, diğer tarafta o çiftçi için çabalayan CHP’nin Eskişehir vekilleri var.

Ve sonra “CHP kırsalda bile oylarını nasıl katlıyor?” diye soruyorlar.

Şimdi buna cevap vermeye gerek var mı?