6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Şeytanın intikamı

Şeytan, genelde insan, cin ve hayvanların azgın ve şerli olanlarına verilen isimdir. Şeytan ve melek kelimeleri birbirinin zıddı olarak Kur’anda tekil ve çoğul toplam aynı sayıda 88 defa geçmektedir.
İblis ve şeytan kelimeleri birbirleriyle eş anlamlı olarak kullanılan iki Kur’ani kavramdır. İblis ümidsiz olmak anlamına be-le-se kökündendir. İblis, Allah’ın rahmetinden ümidini kesen demektir. Kur’anda iblis kelimesi onbir yerde geçmektedir. Allah’ın rahmetinden ümidini kesen iblisten Allah’a sığınmak Kur’ani bir emirdir. Bu sığınma emride büyük bir tevafıkla onbir yerde geçmektedir.
Resülüllah Efendimiz bir Hadis-i şerifinde şöyle buyurur
“Şeytan insanın vücudunda kan gibi dolaşır. Onun sizin kalbinize bir kötülük veya bir şüphe atmasından korktum/korkarım” (Buhari İtikaf,11, Müslim, Selam 23-25, Riyad 7/524)
Şeytan düşmanı olduğu insanın düşünce sistemine girme ve orada tıpkı damarlarda dolaşan kan gibi hareket etme ve ona olmadık şeyleri telkin etme özelliği vardır. İşte bu sebeple insanın bu ezeli düşmana karşı dikkatli olması gerekir.
Şeytanın vesvese vererek kalbi ifsad etmesi sadece şehvet ve dünya sevgisi tarafından değildi. Şeytan muhtelif yollardan yürüyerek insandan intikam alma sevdasına kapılmıştır. çünkü şeytan Kur’anın beyanına göre Allah’ın kendini Adem (a.s) vesilesiyle yoldan çıkardığını söyler ve Allah’ın sırat-ı müstekımine (rızasına giden nurlu yoluna) oturarak insanların önlerinden arkalarından, sağlarından ve sollarından gelerek saptırmak üzere Allah’dan izin ister. (Araf Suresi A:14-117) Allah (c.c) onun bu talebine şöyle cevap verir:”
Git! Onlardan sana uyanların cezası cehennemdir. Onlardan gücünün yettiği kimseleri çağırınla şaşırt suvarinlerinle, yayalarınla yaygaraya boğ, mallarına evladların ortak ol, kendilerine vaadte bulun! Şeytanın vaadi insanları aldatmaktan başka bir şey değildir. Allah’ın ihlasa erdirdikleri üzerinde şeytanın hiçbir ağırlığı olmayacaktır” (İsra suresi, Ayet 64-65, sh 287)
İnsanı şeytanın tuzağına düşüren şey, Allah’ın zikrinden gaflettir. Hz.Allah’ı gafile şeytanı musallat kılar. Şeytan onu doğru yoldan alıkoyduğu halde o kendinin doğru yolda olduğunu sanır. Şeytana dost olan bu kişi huzur-u ilahiye gelince şeytanın ne kötü arkadaş olduğunu anlar ve: “Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar mesafe olsaydı ne kötü arkadaşmışsın” der ama heyhat! İş işten geçmiştir (Ez Zuhruf A:36-38, sh 491)
Amelin (ibadetlerin) Allah için değilde başkaları için yapılmasını (riyayı) tetikleyen nefs ve şeytan insan kalbindeki tevhid akidesine zarar vermektedir. Güçlü hakiki bir imanın azlığı ve azlığına rağmen şeytanın saldırısına muhatap olması insanları sıkıntıya sevk eder. Nitekim Mevlana der ki, şeytan bir köpektir. Binlerce kişinin içine girir. O kimin içine girip kalbe yerleşirse o kimsede şeytan kesilir.
Seni haktan hakikatten soğutan ibadetten alıkoyan şeytan içindedir. Derinin içini gizlenmiştir. Asıl şeytan kendisine yardımcı insan şeytanını bulamazsa hayaline girerde seni vebale sokar. Seni hayal aleminde dolaştırır ve peşinde koşturur. Namazdan, oruçtan her türlü ibadetten ve iyiliklerden elde edilen manevi zevk azığını şeytan gelir ve alır gider (Mesnevi III, B. 4326-4335)
Nefs ve şeytanın aynı şey mi ayrı ayrı şeyler mi olduğu hep konuşula gelmiştir. Anlaşılan o ki ikisi de insanı şerre çağırmakta ortaktır. Ancak şeytan dışarıdan ve farklı bir şahsiyet halinde insanı yönlerdirmeye çalışan şer elçisidir. Nefis ise bu dış çağrıya insanın içinden destek veren ve onun peşi sıra giden kötülük duygusudur. İnsanı içeriden saptıran nefsdir. Kula egemen olan nefs, başkaları için saptırıcı olduğunda şeytan olur. Şeytan daha genel, nefs ise şahsa özeldir. Her nefsin şeytani bir tarafı vardır ama her şeytanın nefis olarak değerlendirmek mümkün değildir.
Herkesin içinde kötülüğe çağıran ses, kendisi için nefs, başkaları için şeytandır.
Şeytanın itirafı: Ebedi ahiret aleminde hesapları örülüp iş bitirilince şeytan diyecek ki (Ey cehenneme mahkum olanlar! Şüphesiz Allah size gerçek olanı vaad etti, ben de size (birşeyler) vaad ettim ama size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi (inkara) çağırdım. Siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz.)
Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah’a) ortak koşmanızı reddettim! Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır” (İbrahim Suresi Ayet 22, sh 257)
İşte böyle sevgili okurlarım. Şeytanın bu tarihi itirafına şahit olup cehenneme düşmeden, düşmanımız olan şeytan-ılaini iyi tanıyıp onun tuzaklarına düşmeyelim. Aldatmalarına kanmayalım. Sonraki pişmanlık bizi kurtarmaz. Zaman elde, zikir dilde yalvarış gönülde iken gafletten uyanalım tedbirimizi alalım....
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi