Bu yazımda, transfer yasağı nedeniyle  ligin başından  bu yana  U-21 takımı ile mücadele eden   ve  -önceki  deplasmanlar gibi- Adana Demirspor  deplasmanından eli boş dönen Eskişehirspor’u;  BİZİM çOCUKLARIN  formaları için verdikleri  “ONUR MüCADELESİ “ne saygı duyarak, rakip takımın kadro yapısını göz ardı etmeden  ve maçın skorunu bir kenara koyarak  masaya yatırmak istiyorum. Zira, oynadığımız lig, hem acımasız hem de çok  uzun. üstelik, Es-Es’ de  ligi ( en azından Ocak ayıma kadar)  bu oyuncularla götürmek zorunda..

A-DEPLASMAN FOBİSİ:

           Es-Es ‘ in deplasmanda oynadığı maçlarda BİZİM çOCUKLAR ‘ın gösterdiği performansın, iç sahaya göre çok alt düzeyde kaldığını söyleyebiliriz. Zira, bu güne kadar dış sahada  oynadığımız  G. Birliği ve A. Demirspor  takımlarının ligi forse  ettiği ve  Giresun ve Denizli’ nin de bizden daha derin bir kadroya sahip olması gibi mazeretlerin arkasına sığınarak yol almaya çalışmak son derece yanlış bir tercih olacaktır.

           Bu noktada, lige - en azından ilk devrenin sonuna kadar- bu takımla devam edeceğimize ve bundan sonraki deplasman maçlarımızın nispeten daha kolay rakipler olduğuna vurgu yaparak bu konudaki görüşlerimizi paylaşalım:

         1-Yavaş yavaş oturmaya başlayan takım savunmamızın kolay gol yeme hastalığından kurtulmasının sağlanması. Yapılan basit savunma hatalarının en aza indirilmesi.

         2-Takım savunması esnasında yapılan kademe hatalarının ( A. Demir maçında yenilen 2. Gol.) giderilmesi.

         3- Orta Sahamızın ; takım savunmasına verdiği desteğin yanı sıra, topu, rakip alana taşınmasında  (uzun yada kısa pas ile) daha verimli hale getirilmesi.

         4-Kadro derinliği bize göre iyi olan ama - takımımızın iç saha maçlarında gösterdiği mücadelenin dış sahaya yansıtılması ile -başa-baş mücadele edebileceğimiz takımlar karşısında hücum futbolunun biraz daha öne çıkarılması.

 B-İç SAHA BAŞARISI;

            İç sahada oynadığımız  ve 5 PUAN topladığımız Balıkesir, Karabük ve Gazişehir maçlarını tek tek ele alı değerlendirecek olursak;

         Balıkesir Maçı: Evimizde oynağımız bu ilk maçta; taraftarın oluşturduğu müthiş atmosfer ile  kapasitelerinin çok-çok üstüne çıkan gençlerimizin  aldığı  1 Puan;  hem onların öz güvenlerini kazanması, hem de taraftarın gelecek günlere umutlu bakmasını sağlamak  adına  büyük  önem kazanmıştır. Yine bu maçla ilgili olarak göz ardı edemeyeceğimiz bir  başka gerçek de , maça favori olarak başlayan  Balıkesir takımının; (ligin başı olması nedeniyle )henüz oturtamadığı kadrosu      olacaktır.

        Karabük Maçı: Karabük maçını kısaca, “sıkletleri aynı olan ama  maça daha iyi hazırlanan boksörün (takımın) kazandığı maç” şeklinde yorumlayabiliriz. Lafın özü, transfer tahtalarını açamayan ve mali kriz içerisinde debelenen Türk Futbolunun iki güzide kulübünün maçından galip çıkan taraf ;sahada Karabüklü meslektaşlarına göz açtırmayan ve kapasitelerini aşarak üst düzeyde mücadele eden BİZİM çOCUKLAR  olmuştur.

       Gazişehir Maçı: Bu maçta kazanılan 1 puanı;  oyuncularımızın verdiği olağanüstü mücadelenin  yanı sıra Gazişehir hocasının,  böylesine maçları çözebilecek  yeterlilikte olmadığına  bağlamak - sanırım -yerinde olacaktır .Yine bu maç ile ilgili olarak, üst düzey  bir platformda  U-21  kadrosu  ile mücadele eden ve maçta mücadeleyi ön plana çıkartıp gölü düşünmeyen teknik sorumlumuz sayın Fuat çAPA’ yı eleştirmek , O na yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Hele, elindeki  geniş kadroyu  gençlerden kurulu Es-Es ‘ e karşı oynatamayan ve maç sonunda  rakibine saygı duyacağı yerde çamur atan teknik adamları görünce…

          Futbolun içinde olan her kesimin kabul ettiği gerçek, mevcut oyuncularımız  ile oynadığımız lig arasında “Sıklet Farkı” nın olduğu şeklinde. Ancak, yukarıda da sık sık dile getirdiğim gibi ( En azından Ocak ayına kadar) ligde Bu takımla mücadele edeceğiz. Yani Başka Es-Es yok..

         öyleyse YILMAK YOK…MüCADELEYE DEVAM….