Bir dava haberi var şehrin gündeminde.

Maalesef ki davanın içeriği ağır şekilde ahlaksızlık ve iğrençlik içeriyor.

İnsanlığın bitmeye yüz tuttuğunu gösteren gelişmelere sahip.

öncelikle iddiaların doğru olmadığını umut ediyoruz.

Ardından ise;

İddialara maruz kalan çocuğun akibetinin ne olacağını merak ediyoruz.

öyle ya, iddiaların doğru olduğunu varsayarsak, (ki annenin olayları itiraf ettiği söyleniyor) cinsel birlikteliğe zorlanan çocuk için “daha kötü günler kapıda” demektir.

+++

Hem çocuğu cinsel saldırıya hazırlayanlar, hem de bunun için fırsat kollayanların baskısı artacaktır.

çocuk ifade değiştirmek için zorlanacak, korkutulacak, belki de daha ağır yaptırımlardan geçecektir.

Belki de bir çocuk, bu süreçte tüm yetkililerin gözü önünde psikolojik ve belki de fiziksel olarak yitip gidecektir.

Yani bizim derdimiz çocuğun bugünü ve geleceğiyle ilgili.

Bu olayı yapanlara, yaptıranlara Allah lanet etsin.

Onlarla zaten işimiz yok.

O halde, “O çocuk umarız devletin koruması altındadır” diyerek dua etmekten başka şansımız da yok!

*****************

ESKİŞEHİR’İN KORONA HARİTASI

Sosyal ortamda koronaya dair haritalar geziyor.

Eskişehir’e özel bu haritalarda, virüsün kentin hangi noktasında olduğuna dair bilgi veriliyor.

Bölgelerin ne kadar risk taşıyıp taşımadığı da harita kullanıcısı için belirtiliyor.

+++

Görüyorum ki, herkes elinde bu harita ile dolaşır hale gelmiş.

“Risksiz bölgedeyim” diye düşünen kişiler de tedbirler kısmını biraz hafife almaya başlamış.

Elbette böylesine bir düşünce son derece yanlış…

Virüsü haritalandırmak ise, bir başka yanlış!

Mevcut haritalar sadece bugüne kadar virüsün görüldüğü yerleri gösteriyor.

Bundan sonra görülecek yerleri gösterme gibi bir yeteneği yok!

çünkü virüs her yerde!

Sadece haritada gösterilen yerde değil.

Bu nedenle bir kez daha uyaralım.

“Şu haritalara bakıp kendisini güvende hissedenler çokta rahat olmasın.”

çin’den gelen virüsün, arka mahalleden gelmeyeceği yanılgısına kimse düşmesin!

***************

TEPEBAŞI’NIN SAHURU!

Tepebaşı Belediyesi, iftarlarda yüzbinlerce kişiyi bir araya getirdi.

Sokaklar, caddeler iftar masalarıyla doldu taştı.

Her Ramazan Ayı geldiğinde, Tepebaşı’nın sofraları hemen hatırlanır oldu.

+++

Bu kez toplu iftar yok.

Pandemi tüm organizasyonlar gibi Tepebaşı’nın iftarlarını da iptal etti.

Ancak bu iptal belediyeyi farklı bir metot geliştirmeye yöneltmiş.

İftar yerine bu kez sahur hizmetine soyunmuş belediye.

Davul ve mani sesleri ile tüm cadde ve sokakları gezmeye başlamış bir araç.

Nereden bakarsanız, bakın iyi bir fikir.
öyle ki, hem yine Ramazan’a özel bir hizmet yapılmış, hemde gelenek yaşatılmış…