
Gürcan Banger
2021'de İş ve Teknoloji Yönelimleri - 2
Covid-19 salgını ile birlikte tıp, biyoteknoloji ve genetik gibi alanlar öne çıktı. Yeni ve evrimleşen teknolojiler ile birlikte tele-sağlık ve tele-tıp gibi alanlar 2021’de daha fazla ilgi çekmeye ve çalışma yapılmaya aday görünüyor.
Özellikle sağlık hizmetlerinde bulunan kurumlar, Covid-19’un hastalara ve çalışanlara –bulaş riskini azaltmak üzere– doğrudan etkileşimini azaltmak için çalışıyor. Teknolojide de öncü olan sağlık kuruluşlarında birçok farklı uygulama, örneğin doktor-hasta görüntülü sanal iletişim, yapay zekâ tabanlı teşhis ve temassız ilaç dağıtımı gibi daha fazla tele-sağlık hizmeti şimdiden uygulanmaya başladı. Önümüzdeki dönemde gelişmiş ekonomilerden başlayarak çok fazla sayıda insan sanal teşhis ve bakım hizmetlerinden yararlanacak.
Tele-sağlık hizmetleri, küresel ölçekte giderek daha fazla filiz girişimin ilgisini çekiyor. Bu alana yönelen kuruluşlar arasında farklı ülkelerde hem kamu hem de özel kesimde yer alan girişimler var. Tele sağlığın ötesinde, 2021’de genel anlamda sağlık konusunda daha fazla çalışma, ürün ve hizmet görmeyi bekleyebiliriz. Biyoteknoloji alanındaki gelişmelerinin yanı sıra teşhis ve robotik sağlık hizmetlerini desteklemek üzere –bir yapay zekâ alt alanı olan– makine öğrenmesinin daha fazla ilgi göreceğini söyleyebiliriz.
Covid-19 salgını öncesine kadar yaşadığımız eğitim-öğretim yaklaşımları adeta bir yenilenmeye doğru gidiyor. Salgın sırasında okulların kapatılması zorunlu oldu; bu da tüm dünyada çok sayıda insanı ve kuruluşu etkiledi. Bu arada çevrimiçi eğitim, öğrenme ve e-öğrenme gibi terimler daha sık kullanılmaya başladı.
Video konferans yoluyla dersler veren alanında okullar, üniversiteler ve hatta koçluk merkezlerinde önemli fırsatlar oluştu. Her ne kadar mevcut çevrimiçi metodolojiler, teknikler ve araçlar henüz yeterli değilse de bu alanda tüm dünyada çok ciddi çalışmalar var. Yazılım sektörü, Endüstri 4.0 teknolojilerinin de katkılarıyla kendine yeni bir girişim alanı buldu. Salgın sırasında toplumlara hizmet eden –Udacity, Coursera, Age of Learning, Outschool vb. gibi– çok sayıda çevrimiçi öğrenme platformu oluştu. 2021’den başlayarak bunların sayısının ve çeşitliliğinin artacağını tahmin edebiliriz.
Her işyeri ve konaklama ortamının can sıkıcı görüntüleri arasında ortalığa saçılmış kablolar gelir. 5G altyapısının, yeni uygulamaların ve yardımcı programların artan gelişimi ile birlikte başta fabrikalar olmak üzere fiziksel mekânlar ‘kablo sorunundan’ kurtulacak gibi görünüyor. Diğer yandan daha yüksek hızlı İnternet talebi ve kaliteli bağlantılı evlere, akıllı kentlere ve otonom mobiliteye geçiş, 5G-6G İnternet teknolojisinin ilerlemesini teşvik ediyor. 2021 ve sonrasında yeni teknolojik altyapı, yardımcı program veya uygulama geliştirme güncellemelerini sıklıkla göreceğiz.
Tüm dünyada 5G teknolojisinin fiili uygulamaları için önemli çalışmalar var. Dünyanın ABD ve Çin gibi büyük ekonomilerinde 5G ağı yaygınlaşma yoluna çıktı. Bu sektörde çalışan şirketler arasında Verizon, Ericsson vb. gibi isimleri daha sık duyacağız. Şu anda 5G’ye yatırım yapan 400’den fazla operatör var. 35’ten fazla ülke ticari 5G hizmetlerini şimdiden başlattı.
5G teknolojisi, daha uzak mesafelerden veri aktarılmasına yardımcı olacak. Bu arada yerel yönetimler ve yerel kuruluşlar aydınlatma ağları, akıllı kent uygulamaları ve sensörlerle yerleşimleri izleme gibi konularda 5G’den yararlanacak. Hem fay hatları hem de su kirliliği gibi nedenlerle ilgi çeken, ama aynı oranda zorluklar yaşanan deniz tabanı araştırmalarında 5G önemli katkılar sunacak.
Diğer yandan –karada, havada veya denizde– insansız otonom araçların varlığı için 5G teknolojisi, çok değerli bir yardımcıdır. Her nesnenin kablosuz ağlar ile birbirine bağlantılanmasını sağlayacak olan Nesnelerin İnterneti, 5G ile yeni kazanımlar elde edecek. Bu arada yukarıda sayılanlara ve mobiliteye katkı yapmak üzere dünyanın her noktasının her an İnternete bağlı olmasını sağlayacak uydu teknolojilerini de –uydu takımlarını da– eklemeliyim.
(Devamı var)