Son günlerde Eskişehir siyaseti Ak Parti’nin önümüzdeki günlerde nasıl şekil alacağını konuşuyor.
Sonuçta ortada kaybedilen bir seçim var.
üstüne üstlük bu seçim, ittifaka rağmen kaybedilmiş bir seçim olarak ortada duruyor.
Elbette bunun bir reçetesi çıkarılacak Eskişehir yönetimlerine.
İşte bu reçetede neler yazacak, hangi ilaçlar denenecek herkesin merak ettiği bu.
+++
Bu konuyla ilgili önümüzdeki günlerde konuşmalar yaparız.
Seçim sonuçlarından yola çıkarak, Ak Parti’de nasıl bir değişimin gerekli olduğu konusunda görüş belirtiriz.
Ancak;
Meseleye salt Ak Parti’nin başarısızlığı olarakta bakmamak gerekli.
Madalyonu ters çevirip, “Ak Parti kaybetti” kolaycılığına kaçmak yerine;
“CHP’li başkanlar kazandı” diyerek bir yorum yapmakta gerekiyor.
Zira…
Seçimden sonra oluşan gündeme bakarsak, seçim sonuçları tamamen Ak Parti üzerinden yorumlanıyor.
+++
Şu bir gerçek ki, seçim sonuçları hep Ak Parti üzerinden yorumlanınca;
“CHP bu seçimleri sessiz sedasız kazandı” gibi bir ortam oluştu.
Oysa ortada şaşalı bir seçim zaferi var.
İşte tam da bu yüzden Ak parti neden kaybetti yerine “CHP neden kazandı?” diye konuşmak daha anlamlı olacak.
Beri yandan bu başarının sebebi elbette CHP’nin kendisi değil.
CHP’den aday olarak gösterilen isimlerin kazandığı bir başarıdan söz etmeden geçemeyiz.
+++
Büyükerşen isminin sadece Eskişehir’de değil; tüm ülkede bir marka haline gelmesi;
Bu markanın Eskişehir’e özel projeler üretmesi halk nezdinde hep takdir topladı.
Eskişehir’de yapılan büyükşehir projelerinin belkide Türkiye’de ilk kez uygulanıyor oluşu, halkın gururunu okşadı.
Şehrin sosyal dokusunun ve yaşamının giderek kaliteli hale gelmesi, halkın kararlarından vazgeçmemesi anlamına da geldi.
+++
Ataç’ın artık “yıkılmaz bir kale” olduğunu 31 Mart bir kez daha gösterdi.
Ataç, toplumu öylesine sarmış, öylesine kendisini sevdirmiş ki;
“En iyi adayla dahi yıkılamayacağı gerçeği” ortaya çıkmış.
çocuklardan, kadınlara, deneyimli vatandaşlardan STK’lara kadar herkese dokundu Ataç.
Dahası…
Bunu sadece seçim öncesi dönemlerinde değil, seçildiği günün ertesinden diğer seçim gününe kadar yapmayı başardı.
Bu yüzden Ataç karşısında kaybedilen bir seçime “Ak Parti neden kaybetti?” sorusunu soramayız.
+++
Gelelim Odunpazarı’na…
Kazım Kurt yönetimi çalkantılı bir süreçle başlamıştı yeni döneme…
Ancak daha sonra çabucak toparlanan bir Kazım Kurt yönetimi izledik.
Ve sonrasında öylesine bir performans ortaya konuldu ki;
Diğer merkez belediyelerin uzun zamandır yaptığı sosyal projeleri, Kazım Kurt son 3 yıl içerisine sığdırmayı başardı.
Halk merkezlerinden, kültür sanat faaliyetlerine kadar projelerle çocuklara, kadınlara ve tüm kesimden insana dokundu Kazım Kurt…
“Kan kaybediyor” dedikleri projeler için bile aldırış etmedi.
Hamamyolu’nu yaptı.
Büyük parklar inşa etti.
Odunpazarı halkını şehir yaşamı içerisini soktu.
Sadece kendi partisinden değil, farklı partilere mensup seçmenin oyunu bu sayede almayı başardı.
+++
özetle;
“Ak Parti neden kaybetti?” sorusunun mevcut başkanlar karşısında sorulması bizce çokta anlam içermiyor.
öyle ki, mevcut başkanlar yerlerini koruduğu ve seçimlerde aday olmaya devam ettiği sürece de bu sorunun her seçim sonrası sorulması bir anlam ifade etmeyecek.
“Yok şu kişi seçimi kaybettirdi, yok teşkilatlar yüzünden seçimler gitti, yok bu aday gösterilmeseydi, yok partililer arasında gerilim var” türü sözler birer bahaneden ibaret ifadelerdir.