Ak Parti kurulduğu yıldan bu yana, neredeyse her günü bir fırtınayla geçirdi.
Etrafında buluşturduğu önemli bir kitle ile karşısına çıkan tüm engelleri bir şekilde aşmayı bildi.
En önemlisi de, tüm bu zorlu süreçlerden hep daha da güçlenerek çıktı.
+++
Zor koşulların ayakta dimdik olarak geçirilmesi, partideki özgüveni her geçen yıl daha da artırdı.
Fakat bu özgüven, gelişen süreç içerisinde işleri ashap-çavuş ilişkiline dönüştü.
Bu mantıkta yapılan atamalar, aday belirlemeleri, halktan kopuk siyaset tarzı, işleri her geçen gün arapsaçına döndürmeye başladı.
Bu durumdan rahatsız olan seçmen, partiye sandık aracılığı ile mesajlar göndermeye başladı.
Tüm o mesajlar ise, “Dersimize çalışacağız” denilerek geçiştirildi.
Aslında Ak Parti’nin en ciddi ev ödevi o günlerde ortaya çıkmıştı!
Fakat;
Ak Parti Genel merkezi öylesine bir özgüven içerisinde çalışmaya devam etti ki;
Geçiştirilen o dönemle birlikte başlayan kopuşun farkına bile varamadı.
İp, henüz ellerinde olsa da, büyük kısmı kayıp gitti.
Ve bugün ortaya, neredeyse her teşkilatı tartışmalı olan bir Ak Parti ortaya çıktı.
+++
Durum öylesine bir noktaya geldi ki;
Partiye en zorlu günleri atlatan kitle hızla parti etrafından ya uzaklaştırıldı, ya da uzaklaşmak durumunda bırakıldı.
Bir hayli fazla olduğuna inandığımız kitlenin, Ak Parti ile tek bağı, Erdoğan’a duyulan sevgi ve saygıdan ibaret kaldı.
Bunun dışında, geçmişte partiyi zorlu sulardan karaya çıkaran kadroların neredeyse tamamının parti ile hiçbir organik bağı kalmadı.
Şu anda tamamı siyasi bir merkez arayışı içerisindeler.
Ne Davutoğlu, ne de Babacan bu arayışa çare olmuş gibi de görünmüyorlar.
Kurulması beklenen her iki parti de küskün sağ seçmenlerin bir bölümünün oyunu alacak gibi görünsede;
Her iki partinin de siyaset yapacak, teşkilatlarını kurup, güçlendirecek önemli isim bulmakta zorluk çekeceği de aşikar!
+++
Konuyu dağıtmayalım…
Son seçimlerde yapılan adaylar konusunda yapılan bariz ve büyük hatalar;
Teşkilatlara atanan yanlış isimler ve arkalarında oluşturulan hatalı yönetimler Ak Parti’yi yalnızlaştırmaya başladı.
Yukarıda da dediğimiz gibi;
Partinin elindeki ip, hızla kayıyor ve ipin ucu artık kaçmak üzere.
Belki genel merkezdeki yönetimler bu işi halen ciddi olarak anlayamadı ama;
Genel Başkan Erdoğan’ın bir şeyler hissettiği de ortada.
+++
Bakın…
Bugün Erdoğan, eski tüm il başkanlarını topluyor.
İlk defa yaptığı bir şey bu!
Belli ki bu işin altında bir planlama ve geleceğe yönelik bir adım var.
Erdoğan’ın bu hareketi sıradan bir buluşmayı içermiyor yani!
Sıradan bir toplantıda, klasik söylemlerle geçiştirilecek bir etkinliğe de hiç benzemiyor.
Bir defa, bu toplantı mevcut düzene çok büyük bir mesaj veriyor!
“Eski yönetimlerle yakaladığımız başarı, yeni yönetimlerle elimizden gidiyor” mesajı var.
Ve en önemli mesajı da şu;
“Yakında parti devrim gibi kararlar alabilir”
Geçmişte partiyi tutan, dinamiklerine hakim;
Şehirlerini ve şehirdeki kesimleri tanıyan başarılı isimler yeniden bir bir göreve getirilebilir” denilmek isteniyor…
+++
Bize göre;
Bugünkü toplantı Erdoğan’ın partide yapmak istediği devrimin ilk adımıdır.
Bizce Erdoğan bu devrimi yapmak durumundadır.
çünkü genel merkezin göremediğini şu an Erdoğan görüyor.
Partisini yeniden toparlamak için o devrimi de yapacak.
Bakalım bugünkü ilk adımdan sonraki süreç nasıl gelişecek?
Ak Parti’yi hareketli günlerin beklediği ortada…