Adayların belirlenmesinin ardından, sahaya güçlü şekilde çıktı partiler…

Seçim sürecinde kullanacakları sloganlardan, materyallere kadar her şey seçildi.

Söylemlerde hangi ifadeler kullanılacak, hangi vaatler verilecek hepsi özenle ayrıldı.

Ardından, halka inme biçimi kararlaştırıldı.

Seçim ofislerinin yerleri belirlendi.

Halkın toplanacağı programlar yapıldı.

Ve tüm parti ve adaylar eteklerindeki taşları birer birer döktü.

Projelerini, vizyonlarını, programlarını halka tek tek giderek anlatmaya başladı.

+++

Tüm bu süreç içerisinde de artık vatandaşta yavaş yavaş kararını vermeye başladı.

İlçede kime oy vereceğini, büyük şehirde kimden yana olacağını şekillendirmeye başladı.

çevremizde yaptığımız görüşmelerden, sohbetlerden artık bunu anlamaya başladık.

Yani, vatandaşın 31 Mart seçimlerine yönelik artık bir fikri var.

Bu yüzden kararsız seçmen sayısı gün geçtikçe erimeye başladı.

Erirken de farklı farklı oy tercihleri de ortaya çıkar oldu.

İlçede farklı, büyükşehirde farklı partilerden yana olacak bir kesimin olduğunu açıkça söylemek gerekli.

Bu seçmen kitlesinin sayısı çok değil…

Ancak, seçimin kaderini belirleyecek kadar da etkili olacağını düşünüyoruz.

Bu yüzden özellikle merkezde ilçeler ile büyükşehir arasında birbirine çokta benzemeyen sonuçların çıkması hiçte sürpriz olmayacak.

Dahası…

Son dönemlerde çok iddialı olmayan partilerin fazlaca oylar aldığı da görülebilir.

Böylesi sonuçlarda yine sürpriz sayılmayacak.

++++

Gelelim bundan sonra yaşanacaklara…

Yani seçime kalan 23-24 günlük süreye…

Partilerin ya da adayların bundan sonra çok daha dikkatli olma zorunlulukları var.

Bugüne kadar kazanılmış pek çok seçmeni ellerinde tutmaları gerekiyor.

Dediğimiz gibi, parti ve adaylar zaten şu ana kadar kendi taraftarlarını kazanmış durumdalar.

Bu nedenle ellerinde bulundurdukları seçmeni kaybetmemeleri gerekiyor.

Bunun yolu da belli…

“Az hata yapmak ya da hiç yanlış içerisine girmemek”

İşte bunu başaran seçimin son dönemecine önde girecek…

Hem şu ana kadar kazandığı seçmeni koruyacak…

Hem de belki de karşı tarafın oylarından çalmayı başaracak…

******************

“HİçBİR ŞAMPİYONLUK BİR ANNENİN GöZYAŞINDAN KIYMETLİ DEĞİLDİR”

Spor sahalarından son günlerde duyduğumuz en güzel sözlerden birisidir başlıktaki söz…

Eskişehirspor tribünlerinden tüm kamuoyuna duyuruldu bu cümle.

Elim kazada yaşamını yitiren Ankaragüçlü çocuklarımızın ardından, herkesin hissiyatını yansıtıyor bu ifadeler…

Evet, hiçbir kupa, hiçbir başarı bir annenin gözyaşından kıymetli değildir.

Gencecik çocuklarımızın canından daha değerli değildir.

Spor dostluk ve centilmenlik üzerine kuruludur zaten.

O yüzden…

Eskişehirspor taraftarını tavrından dolayı kutluyoruz.

Anadolu’nun öncüsü olmuş bir camianın taraftarına yakışan bir duruş sergilediler yine.

Ve öyle görünüyor ki, bu mesajlar Anadolu’da yeni bir ateşin de fitilleyicisi olacak.

Bir olacak, kardeş olacak Anadolu, futboldaki hegemonyayı bir kez daha sallayacak…