Şu sıralarda gündemi meşgul eden konuların başında geliyor "Açılım" kelimesi.
Kürt açılımı, Ermeni Açılımı ve diğerleri...
O yüzden, "Açılım" sözcüğü bir türlü ağızlardan düşmüyor.
Söz konusu konularda "Açılım" taraftarı olanlar "Açılım" karşıtı olanlarla kıyasıya bir söz düellosuna girmiş durumda.
Bu yazıda, Açılıma karşı olanları değil de, Açılım'ı gündeme getirenlere söylenilmesi gereken bazı sözler var...
Kürt ve Ermeni meseleleri gerçekten de ülkenin yıllardır tartıştığı bir mesele.
Her iki konu da, ülkeye zaman zaman sıkıntı veren konular.
Bu konuların "Açılım" adı altında dile getirilip konuşulması, ayrıca yorumlanabilecek bir konu.
Ancak...
Siyasetin bu gün geldiği noktada, asıl Açılımın yapılması gereken yer de siyasi partiler olmalı.
Çünkü...
Kürt ve Ermeni meselelerinden önce, siyasetin böylesine bir açılıma şiddetle ihtiyacı var...
GENEL BAŞKANLAR ADAY BELİRLEME YETKİSİNİ VATANDAŞIN ELİNDEN ÇEKİP ALMIŞ
Şöyle bir düşünün.
Siyasetin geldiği noktaya da bir bakın.
Bu gün insanlar, kendilerini temsil edebileceğine inandığı kişileri seçemiyor.
Çünkü böyle bir yetkileri yok.
Niye yok?
Çünkü, bu yetkileri insanların elinden alınmış, aynı yetki partinin Genel Başkanına verilmiş.
İnsanlar;
-"Beni temsil edecek kişileri ben seçmeliyim. Çünkü kimin ne olduğunu ben biliyorum" diyor...
Ama Genel başkanlar çıkıp;
-"Hayır sen bilemezsin. Seni temsil edecek olan insanları ben belirleyeceğim" diyor.
Siyasetin geldiği nokta bu gün budur.
DELEGE GENEL BAŞKANI SEÇERKEN İYİ, ADAY BELİRLEMEYE GELİNCE YETERSİZ
Genel Başkan, yapılan büyük kongre ve kurultaylarda, illerden gelen Büyük kongre delegelerinin oylarıyla seçiliyor.
Keza Genel merkez yöneticileri de aynı şekilde, illerden seçilip gelmiş Büyük kongre delegelerince belirleniyor.
Ama aynı delegelere, kendi şehirlerinde ki milletvekili ve belediye Başkan adaylarını belirleme yetkisi verilmiyor.
Delege Genel başkanı seçerken iyi oluyor ama, sıra aday belirlemeye geldiğinde Genel Başkan;
-"Delege yapısı aday belirlemede yetersiz" diyebiliyor.
Bu örnek bile, siyasetin ve siyasi partilerin yapısını ve gelinen noktayı özetlemeye yetiyor...
DEMOKRASİ SAYESİNDE VAR OLAN PARTİLERDE DEMOKRASİ YOKSA
Halbuki, siyaset demokrasi sayesinde yapılıyor.
Herkes bilir ki, demokrasinin olmadığı partilerde sırf diktatörün siyaseti olur.
Nedendir bilinmez...
Demokrasi sayesinde var olan partilerde, yine demokrasi sayesinde Genel başkan seçilenler, parti içinde bir türlü Demokrasiyi uygulamazlar.
Çünkü...
Demokrasiyi uygulamaları halinde, kendi koltuklarının tehlikeye düşeceğini bilirler.
İşte bu yüzden, ülkenin son günlerde yoğun olarak konuştuğu Açılım, asıl siyasi partiler için gerekiyor...
Kürt ve Ermeni meselesi başta olmak üzere tüm sıkıntılı meseleler şöyle bir kenara bırakılıp, siyasi partiler açılımı gerçekleşse de, şu siyaset de olması gereken gibi yapılsa...
Belki diğer meseleler de hallolacak...
Ama nerde?
