Bağnazlık ve Özgür Düşünme Üzerine

Yaratıcılığın bir sosyal ve kültürel iklim konusu olduğunu belirtmek gerekir. Eğer yaşanılan ortam, yaratıcılığı destekleme özelliğine sahip değilse; bireysel ölçekte yaratıcılığın gelişimi tesadüflere kalır. özgür ve sağlıklı bir ortam, yaratıcılığı garanti etmemekle birlikte baskıcı, tek tip düşünme ve yaşamaya zorlayan bir ortam da mevcut yaratıcılığın ortaya çıkışını zorlaştırır. Bu nedenle yaratıcılığı geliştirmenin şartlarının başında, yaratıcılığın gelişmesini özendiren ve teşvik eden bir sosyal, kültürel ve mekânsal ortam oluşturmak gelir.


Bağnaz akılcılık’ riski; mantıklı olmayı, bilimsel ciddiyeti, analitik ve eleştirel düşünmeyi ve sonuç için emek verme gereğini dışarıda bırakmaz. Yaratıcı düşünce analitik beceriler olmadan başarılı sonuçlara dönüşmez. İyi çözümler için, yaratıcı ve analitik becerileri bir bütün içinde hamur etmek gerekir.


Eğer bir yerde bir problem varsa orada aynı zaman yeni fırsatlar da vardır. Olumlu düşünme kişiliğine sahip bireyler problemleri çözülmesi gereken konular olarak görürler. Sorundan çekinmedikleri gibi cesaretle üzerine gidip planlanmış bir yaklaşımla çözme yolunu ararlar. Diri halleriyle şimdi buradadırlar. Zihinlerine doluşan olumsuz düşüncelerden sıyrılmayı bilirler. Bunu öğrenmek için kişisel gelişime değer verirler. özür dilemek yerine çözüm bulmaya odaklanırlar. Yokluklardan şikâyet etmek yerine mevcut kaynaklarla yapılabilecek olana yönlenirler.


 


Yazar anlatır; okuyucu olarak anlar ve yorumlarız. Kimi zaman zihnimiz bizi yazının konusundan farklı bir yerlere de götürür. Ama özünde düşünmek, böyle bir şeydir. Bir kıvılcımla başlar.


Fanatizm, yaşamı kolaylaştırır çünkü olaylar ve konular üzerinde düşünmek gerekmez. Fanatizm, gerekli reçeteyi verir. Fanatizm ile tonları algılama ve anlama zorunluluğu yoktur; dünyaya tek renk gösteren gözlükle bakılır. Fanatizm, değişimi görmemektir. Uzak ve yakın çevrede, lehte veya aleyhte, çoğu zaman yüksek tempolu bir hareketlenme olduğunu fark etmemektir. Fanatizm, insanın referans noktasının değişiminin insan ahlâkına uygun bir gelişme olabileceğini anlayamamaktır. Hatta anlamayı istememektir.


Ciddi bir sığlık ve düzeysizlik içinde pireyi ciddi sorunları görmezden gelerek gün geçiriyoruz. Depremi yaşayarak kavradığımız gibi, dünyadaki değişimi de dokunarak kavramak istiyoruz. Ama düşünmeyi, okumayı, sağlıklı tartışmayı ve yazarak paylaşmayı öğrenemediğimiz sürece değişim, bizim için korkulacak bir şey olmaya devam edecek.


İyi ve nitelikli düşünmenin en önemli unsurlarından birisi araştırmaya ve iz sürmeye yönelten kuşkuculuktur. Düz mantığın, ön yargılarımızın veya kabullerimizin o an gördüğümüz veya tanık olduğumuz şeyi sıradanlaştırmasına ve yaşamın olağan bir parçasıymış gibi anlamamıza izin vermemek gerekir.


Nitelikli düşünme yetisini geliştirmiş kişi, daima ihtimallere açıktır. Onun için ihtimaller, düşünme becerisinin gıdalarından birisidir. Bir ihtimalle karşılaştığında bununla ilgili bir varsayım geliştirir; bilgi, deneyim ve araştırmaları ile bunu sınar, doğrulamasını yapar. İhtiyaca ve sorunun niteliğine bağlı olarak varsayımları veya olası çözümleri çoğaltır; doğruladıkları arasında kıyaslama ve önceliklendirme yapar. Bilinenler dışında denenmemiş varsayımlar ve yeni çözümler bulmaya çalışır.


Yaşam, asla basit bir makine değildir. Onun işleyişinin karmaşıklığını fark etmemiz ve onunla ilgili her anın ve her şeyin hassas bilgisine sahip olmayacağımızı bilmemiz gerekir. Bu nedenle nitelikli düşünmenin bütünlük boyutu, kişinin sahip olunamayan veya erişilemeyen bilgiler konusunda kestirimler yapmasını, öngörülerde bulunmasını ve boşlukları doldurmasını gerektirir.


özgür ve kısıtsız düşünce yetisi, söyleniverdiği kadar kolay bir şey değil. Hiç kuşkusuz; düşünceyi üretmek, onu başkalarına aktarmak ve toplamda nitelikli düşünme yetisini geliştirmek emek ve zaman gerektiriyor. Diğer yandan özgür ve kısıtsız düşünme, aynı zamanda var olana, geleneğe ve statükoya meydan okumak anlamına geliyor. Her meydan okumada olduğu gibi; bu durumda da itirazlarla, karşı duruşlarla ve baskıyla karşılaşmak son derece olağan…


 Ya düşünürsünüz ya da başkaları sizin yerinize düşünür.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi