
Ben kavga seviyorum!
AK Parti Gürhan Albayrak, geçtiğimiz aylarda Başkan Ayşe Ünlüce’ye hayırlı olsun ziyaretine gitti.
Teşkilat içerisinden tepkiler de ardından geldi.
Alkışlayan da o derece çok oldu.
Son olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Ünlüce, Başkan Albayrak’a iade-i ziyarette bulundu.
Yine alkış sesleri yükseldi.
Ziyaret “nezaket” olarak adlandırıldı.
Zaten son zamanların yeni moda cümleleri “Bu kente uzlaşı gerekiyor, bu kent en çok kavgadan çekti” diyenlere hiç anlam veremedim.
Ben kavga seviyorum!
Durun durun, açıklayacağım!
Kavgadan kastım, sokak ortasında herkes yumruk yumruğa girişsin, saç başa dalsın, hakaretler havada uçuşsun anlamında değil!
Zaten siyasi kavga da o değil.
Fikirler girişsin ama artık fikirlerin radikalliğine kalmış o.
İdeoloji zaten bir kavga değil mi?
Siyasi bir kavganın içindeyiz her birimiz.
Siyasette “uzlaşı” çözüm getirmez aksine “ilişkiler” laçkalaşır.
Örneği afet riskli alanlardan verelim.
“Tamam ağabeyim hallederiz” şeklinde başlayan bürokraside bir bakmışsınız “tamam hallederiz dosyaları” üst üste dizilerek unutuluyor.
Ama onu masanın üzerine yumruğunu vurarak,
“Eyy AK Parti’nin yetkilisi, Gündoğdu halkı mağdur, 4500 vatandaş çözüm bekliyor, yıllardır neredesin, ya bu meseleyi hemen çözersiniz ya da bu halka hesap verirsiniz” eline dosyayı alır, hatırlatırsın.
Hem hakaret etmedin, hem siyaset yaptın, hem sorunu ortaya koydun!
Sonra o dosya yetkilinin üst üste dizili dosyalarından sıyrılmayı başaracak.
Tamam, belki yine çat diye çözüm bulmayacak ama çözümü sunan kişinin çabası da unutulmayacak!
Eskiden AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü bir cümle söylerdi, CHP İl Başkanı Sinan Özkar aynı hızla yanıtını yollardı.
Biz de heyecanla bakalım gol kimden geliyor diye koşa koşa toplantılara katılım sağlardık.
Hakaret yok ama kavga vardı!
Siyasi kavga budur!
Şimdi ki il başkanları birbirine söz söylemeye endişe ediyor.
“Aman ayıp olmasın, bu kente uzlaşı lazım” diye çözümsüzlük içerisinde sorunlarımızı nezaketle çözme çabası içerisine birbirimize ulaştırmaya çalışıyoruz.
Ama el de ne var!
Sıfır!
Sonunda da…
Sorunlar nezaketin orta yerinde çözümsüzlük içerisinde bekliyor!
Nazım Hikmet bile “Hürriyet Kavgası” demiş şiirine…
Bir şiir de ben bırakayım yeri geldiği için:
“Doğumdan itibaren “kavgaya” uyandık.
Ağlayarak başlamamız ondan.
Adına ama yaşam de ama geçim.
Siyasi çekişmelerimiz de olmadı değil!
Kavga etmezsen ezerler, kavga etmezsen ötelerler, yok sayarlar.
Mücadele kavgadır.
Eve ekmek götürmek kolay değil…
Öncesi geçim kavgası…
Öyle bir et ki kavganı…
Çiçek verirken, sözün elinde kalsın"