
Vedat Alp
‘’Bıçak parası’’ suçlamaları görmezden mi gelindi?
3 gün önce yönettiğimiz bir soru var.
‘’Bıçak parası hortladı mı?’’
Sorunun kapsadığı sağlık kurumları belli…
Özel hastaneler değil… Onlarda tüm hizmetler paralı zaten.
Sorunu kapsamına girenler elbette ki kamu hastaneleri…
Soruyu gündeme getiren de belli…
Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal’ın yaptığı bir açıklama…
‘’Gözden kaçmış’’ olamaz…
Ancak yine de anımsatalım…
Hasan Hüseyin Köksal diyor ki;
"Sağlık sistemini eskiye götüren, sistemin boşluğundan yararlanıp insanlardan bıçak parası, malzeme parası alınmasını normal hale dönüştüren, bunu görüp susan, aracılık eden, şehirden bir haber olan herkese son çağrımızdır.
Fütursuzca insanları özeline çağıran, ameliyat parası adı altında (Bıçak parası ) alan, medikal firma ile ortak olup kullanılan malzemeden bile para kazanan bir kitle oluştu.
Bu para alma sistemini, medikal malzeme üzerinden ameliyat bıçak parası alınması konusunda arsızlık tavana kadar ulaşmasına rağmen görmeyen duymayan, salağa yatan, bu doktor kazansın diyen bu zihniyetindeki devlet idarecilerine son uyarıdır.
‘Ben de hekimim; zaten ben de hastalardan para alıyordum, ben de medikal firmaları ile akraba olmuştum diyebilirsiniz’ ama bu devran böyle gitmez.
Bu şehirde İl Sağlık Müdürlüğü buna nasıl göz yumar?
Siz sahaya çıkmıyor musunuz?’’
Oldukça ağır suçlamalar içeriyor.
Böylesi suçlamalar ‘’durduk yere’’ ve ‘’dayanaksız olarak’’ yapılmaz…
Dayanaksız olsalar, suçlamalarda bulunanın başını derde sokar.
Suçlamaları yönelten Hasan Hüseyin Köksal… Sağlık iş kolunda yetki sahibi olan sendikanın başkanı…
Sağlık kurumlarındaki her türlü gelişmeden bilgi sahibi olur.
Onun için yönelttiği suçlamalar ‘’dayanaksız’’ olamaz…
Sağlam dayanakları olmalı…
Suçlamaların hedefi konusunda isim vermiş değil…
Ancak yaptığı bazı ‘’imalar’’ var.
‘’ ‘Ben de hekimim; zaten ben de hastalardan para alıyordum, ben de medikal firmaları ile akraba olmuştum’ diyebilirsiniz’’ diyor.
Boşuna demiyordur.
Biz o imalardan ‘’kimlik tespiti’’ yapamadık.
Ancak yapanlar olmuştur elbette ki…
Hasan Hüseyin Köksal’ın suçlamalarla birlikte yaptığı bir ‘’son çağrı’’ var.
Muhatapları oldukça fazla…
Neyse…
Bu kadar anımsatma yeter…
Olayı kamuoyu gündemine getirirken demiştik kİ;
‘’…Hasan Hüseyin Köksal’ın suçlamaları oldukça ağır…
‘’Görmezden-duymazdan’’ gelinemez…
Ciddi bir şekilde soruşturulması, yapılan tespitler doğrultusunda ne gerekiyorsa yapılmalı…
Eğer ‘’son uyarı’’ da dikkate alınmaz ise Hasan Hüseyin Köksal’ın yapması gereken bir şey var.
O da suç duyurusunda bulunmak…
Suçlamalarla ilgili olarak yapılacaklar belli…
Yapması gerekenler de ortada…
Bakalım ne yapılacak?
Yetki sahibi olanlar yapmaları gerekeni yapacaklar mı?
Bekleyip göreceğiz…’’
Dedik ya aradan 3 gün geçti…
Gördüğümüz bir şey yok.
Suçlamalar duymazdan-görmezden mi gelindi yoksa?
Olacak şey değil…
Ancak nice ‘’olmayacak şey’’ olduruluyor… Bu da ‘’oldurulmuş’’ olabilir.
Umarız öyle değildir.
Bekliyoruz efendim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.