Bilmişlik ve Bilgelik Üzerine

Farklılıklar ve karşıtlıklar birlikte öğrenilir: Siyah ve beyaz, aydınlık ve karanlık, varlık ve hiçlik…

Nasıl ki, ‘dünya malı’ olan maddi zenginlik övünülecek bir şey değilse; kişi, bilgisi konusunda da mağrur ve kibirli olmamalıdır.

Yaşam, uçsuz bucaksız bir bilgi hazinesidir. Birkaç kitap okumakla, değer verilen birkaç hatibi dinlemekle veya geçmiş hakkında duyduğu birkaç övücü sözün oluşturduğu hayranlıkla bilgiye sahip olunamaz. Bilginin her damlası, onu edinmek için pek çok emek gerektirir. Bu nedenle kişi, bildikleri hakkında mağrur ve kibirli olmaktan kaçınarak; önce bilgiye, sonra bilgi sahibi insana saygılı olmayı öğrenmelidir.

Bilginin değeri, bizim onu beğenip beğenmememizle ölçülemez. Bilginin değeri, bizim onu onaylayıp onaylamadığımızdan bağımsız bir meseledir.

Kişi, haddini bilmelidir. Haddini bilmek, alttan alma veya kendi dışındakilere sorgusuz sualsiz biat etme anlamına gelmez. Haddini bilmek, önce dinlemeyi bilmek demektir. Dinlemeyi bilmeyen, konuşmasını da bilemez.

Enformasyonun olduğu yerde dezenformasyon da olabilir. Bilginin de eğrisi doğrusu olur. Yanlış bilgi, bizi hatalı yollara yöneltebilir. Bu yanlıştan dönmenin yolu ise saygıyla, sabırla, tevazu ile ve azimle doğru bilgiye ulaşmak için çaba harcamaktır. Yanlış bilgiden döndürecek olan, daima daha fazla ve daha iyi bilgidir.

Bir bilge kişiye sorarlar: “En çok kimi seversiniz?” diye. Bilge kişi: “Terzimi severim.” diye cevaplar. Soranlar şaşırırlar bu kez. “Neden terzi? Daha öncelikli bir yakınınız, tanıdığınız, yoldaşınız yok mu ki terziyi seçtiniz?” diye bir kez daha sorarlar. Bilge kişi ders verir gibi sabırla anlatır: “Terzimi severim çünkü o, her gittiğimde ölçümü yeniden alır. Daha önceki gidişlerimdeki ölçülerime takılıp kalmaz.” Ve devam eder: “Pek çok insan daha önce vardığı yargılarda sabitlenip kalır. Bir insanın değişebileceğini, kötüyse bu huylarından arınıp iyi bir insan olabileceğini düşünmez. İyi insan, sevilesi insan odur ki, olumlu değişime inanır.”

Bilgelik, öncelikle yaşamdan doğru dersleri çıkarmak ve bunları bir ilkeler dizisi ve yine yaşam yol göstericileri olarak geliştirmek demek. Eğer yaşam deneyimi ve zenginliği bunları doğru ifade edebilecek söylemle birlikte oluşursa bilge olarak anılan o kişi meyve veren bir ağaç oluyor.

Bir kişinin bilgelik yoluyla birlikte sosyal merdivenleri de tırmanabilmesi için o toplumda “hak edenin hak ettiğini alabilmesi” (meritokrasi) özelliği olması gerekli. Düşük kültür ve eğitim toplumlarında bu özelliği yakalamak zordur. Bu tür toplumlarda bilge kişiler çöl çiçekleri gibidir. Kendiliğinden yetişirler ve genelde toplumsal destekten yoksun oldukları için de karalanmaları ve yok edilmeleri kolaydır.

Kurtların arasında kuzu olmak, cehaletin kıyametinde bilge olabilmek zor…

İhtimaller… Belki de yaşamı eğlenceli hale getiren en önemli unsur… Yaşamın kendisinde asla iki kere ikinin dört ettiği monotonluğu yoktur. Tavlada oyuncunun tüm zar atışları düşeş (6-6) olabilir; ama bu, oyunun kazanılacağı anlamına gelmez. Geleceğin belirsizliği yaşamı daha güzel, heyecanlı ve eğlenceli hale getirir.

Yaratıcı düşünmenin ilk unsurlarından birisi “Eğer?” sorusunu sorabilmektir. “Eğer” ile başlayarak kurulan varsayım “Neden?” sorularının cevaplanması ile sürer. “Eğer” ve “Neden” sorularını soramazsak, düşünmenin yaratıcılık unsurunu dışarıda bırakıyoruz demektir.

İyi ve nitelikli düşünmenin en önemli unsurlarından birisi araştırmaya ve iz sürmeye yönelten kuşkuculuktur. Düz mantığın, ön yargılarımızın veya kabullerimizin o an gördüğümüz veya tanık olduğumuz şeyi sıradanlaştırmasına (yaşamın olağan bir parçasıymış gibi anlamamıza) izin vermemek gerekir.

Bağnazlık, düşünmenin önünü kapatır; çünkü nitelikli düşünme, açık fikirlilik ile başlar. Hiç kuşkusuz; gelenekler önemlidir. Ama tümüyle geleneklerle donanarak yeni bakış açıları elde etmek mümkün olmaz. Gelenekler açısından baktığınızda; önemli olan; geçmişi ve geleneği bugüne ve geleceğe yenilikle eklemleyebilmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi