Eskişehir bir yerel seçimleri daha geride bıraktı.
Kentlilerin seçimlere olan ilgisi, bu seçimlerin herkes için ne kadar kritik olduğunu ispatlamaya yetiyordu.
Çünkü seçim öncesinde kent içerisinde öylesine dengeler oluşmuştu ki,
Seçim sonuçları belli bir kesimin kentte bir adım öne çıkmasına neden olacaktı.
Ya Yılmaz Büyükerşen, yada rakibi AKP, seçimlerin ardından kentin söz sahibi olacak,
Kaybeden ise ancak ve ancak köşesine çekilmekle yetinecekti.
Ki;
Bu dengeler arasında bir tarafta Yılmaz Büyükerşen gibi kente mal olmuş bir ismin,
Hemen karşısında da Kemal Unakıtan gibi dev bir ismin yer alması,
Kimin seçim sonrasında nerede olacağı merakını seçim gününe kadar artırdıkça artırıyordu.
Bunun yanı sıra;
Seçim çalışmaları boyunca olaya hayli asılan ve oldukça iddialı sözlerle ortaya çıkan MHP'nin ise nasıl bir başarı sergileyeceği de bir başka merak konusu olmuştu.
İşte böylesine bir atmosferde girildi seçimlere...
Hele hele, son bir hafta kentte müthiş bir gerilim vardı.
Son kozların oynanmaya başlandığı son birkaç güne girildiğinde ise tansiyon hayli arttı.
Yürüyüşler, davalar, sloganlar, bağırış-çağırış,ne isterseniz...
Bu manzara altında sandığa giden seçmen tüm muhasebesini yaptı ve kararını verdi.
O kararda da DSP vardı...
Yani Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç'a onay veren kentli, hükümet partisine bu seçimde de 'olmaz' dedi.
Sonuçta;
Hemen her dakikası ince ince irdelenecek ve yorumlanacak bir seçim yaşadık.
Seçim öncesi ve sonrasında yaşananlar ile konuşulanlar üzerine pek çok değerlendirmeyi mutlaka yapacağız.
Ancak;
Seçimin hemen ertesinde söylenecek tek bir şey var.
Halkın kararına saygı ve bu kararın kente hayırlar getirmesi...