Biraz Daha İnsan Hakları

İnsan hakları, tarihsel gelişime bağlı olarak birinci, ikinci ve üçüncü kuşak haklar olarak ayrımlanır. Klasik haklar olarak da anılan birinci kuşak haklar, genelde bireyi kendi dışındaki devlet, toplum ve üçüncü kişi ve kuruluşlar gibi sosyal güçlerden korumayı hedefleyen haklardır. Birinci kuşak hakların, özellikle devleti sınırlamayı hedef alması nedeniyle; bu grup, negatif statü hakları olarak da isimlendirilir. Demokratik devletin, birtakım ekonomik, sosyal ve hukuksal düzenlemeler yaparak birinci kuşak hakların kullanılmasını kolaylaştırması beklenir.


İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi pek çok maddesi ile ağırlıklı olarak birinci kuşak hakları tanımlar. Hayli kapsamlı olan bu grupta yer alan hakların bir bölümü, eski dönemlerde oluşturulmuş olmasına rağmen; bugün başta devlet olmak üzere toplumda mevcut bazı kurumların bu hakların gereklerine uygun davrandığını söylemek zordur. örneğin mahremiyet hakkı, bu kuşakta yer almasına rağmen izinsiz dinleme faaliyetleri sıklıkla dile getirilen örneklerdendir. Diğer yandan ülkemizde ciddi bir sorun olmaya devam eden düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme hakkı ile katılma hakkı yine birinci kuşak haklar arasında yer alır. Bu grupta yer alan –yaşamın her alanında yaşanabilen– işkence yasağı konusunu ise yorumunuza bırakıyorum.


İnsanın bir toplum içinde yaşadığına ve bulunduğu ortamda ekonomik, sosyal ve kültürel imkânlardan yararlanması gereğine işaret eden ikinci kuşak haklar, Sanayi Devrimi ile gündeme gelmiştir. 19 ve 20’nci yüzyıllarda şekillenen ikinci kuşak haklara, Sanayi Toplumu’nun yarattığı sınıflar arası eşitsizlikler ve sorunlar –özellikle emekçilerin yaşadığı ağır şartlar– esin kaynağı olmuştur. 19’uncu yüzyılda dile getirilmeye başlayan ikinci kuşak (sosyal) haklar konusu, yazılı ifadesini ise 1948’deki İnsan Hakları Beyannamesi’nde bulur.


İkinci kuşak haklar arasında sosyal güvenlik hakkı, çalışma, adil gelir ve sendika kurma ile grev ve toplu sözleşme hakkı, eğitim hakkı, kültürel yaşama katılma hakkı ve sağlık, beslenme ve konut hakkı gibi sosyal unsurlar yer alır. Günümüzün yaşam yapılarına baktığımızda; ne bireylerin adil bir gelir elde etmelerinde, ne de kültürel yaşama katılmalarında gerekli ekonomik ve sosyal ortamların oluşmadığını görüyoruz. Keza eğitim hakları konusunda da eşit fırsat ve eşit başlangıç şartlarının hâlâ oluşmamış olduğunu da söyleyebiliriz.


özellikle değinmek istediğim –ama hâlâ gelişimi tamamlanmamış olan– üçüncü kuşak haklar (dayanışma hakları), insanın bir topluluk içinde yaşama anlayış ve yaklaşımını ifade eder. Bu çağın ifadesi olan Ağ Toplumu’na uygunluğu ile dikkati çeken üçüncü kuşak haklar, insanın yaşadığı toplum içinde dayanışma ortamını oluşturma ihtiyacını anlatır. üçüncü kuşak hakları arasında çevre hakkı, bilgi edinme hakkı, barış hakkı, kendini geliştirme hakkı, insanlığın ortak varlığından yararlanma hakkı, barış hakkı ve kendi kaderini tayin hakkı gibi unsurlardan söz edebiliriz.


Yukarıda değindiğim gibi; gelişim süreci henüz tamamlanmamış olan üçüncü kuşak hakların ortaya çıkışında, doğal yaşamın varlığının yeni tehditlerle karşılaşması, teknolojik gelişimin sonuçlarının canlı yaşamını olumsuz etkilemeye başlaması ile insanlığın sürdürülebilirliğinin tehlikeye girmesi etkili olmuştur. Yine küresel ısınmanın, çevre kirliliğinin, başta nükleer olmak üzere silahlanma tehdidinin, artan küresel terörün ve dünyada bölgesel gelişim farkının dayanışma haklarının oluşmadaki etkilerinden söz edebiliriz.


özellikle üçüncü kuşak haklar, sivil toplum alanındaki gelişmelerle yakından ilgilidir. Geleneksel siyasetin cevap veremediği bu beyaz alanlara ilk olarak sivil toplum aktörleri işaret ettiler. Kendini geleneksel siyasetin kısırlığı dışında tanımlayacak olan yeni bir siyasal söylemin, mutlaka bu hak grubunu içermesi ve zenginleştirmesi gerektiği açıktır.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi