Dün bu köşede dile getirmiş ve;
"Demokrat Parti'nin önünde iki engel var, bu engellerden birisi Genel başkan problemi, diğeri ise Anavatan Partisi'nden gelenlerin partiyi ele geçirmeleri ile ilgili problem" demiştik.
Zira...
Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un yaşı itibarıyla su işi uzun süre götüremeyeceği, kendisinin de Genel Başkanlık için isim arayışında olduğunu belirtmiş ve partide yoğun isteklere rağmen Tansu Çiller'in partinin başına gelmeyi kabul etmediğini dile getirmiştik.
Dün Demokrat Partili Orhan Kesikoğlu ile karşılaştık.
Kesikoğlu, Demokrat parti'de Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk'a en yakın isim.
Yazımızı okumuş.
İlk söylediği "Vatan Gazetesi'nde Ruhat Mengü'yü okudun mu?" oldu.
Tesadüf Ruhat Mengü ile yazımız denk gelmiş.
Ruhat Mengü, Demokrat Partiye ısrarla gelmesi beklenen Tansu Çiller ile telefon görüşmesi yapmış.
Çiller kısaca "siyasete dönmeyeceğim" diyor.
Yani...
Genel Başkanlık görevi de istemediğini dile getiriyor.
Ardından da...
-"Biz artık ihtiyarladık. Bu işi daha gençlerin yapması lazım" diyor.
Kesikoğlu, Hüsamettin Cindoruk'un partinin başına Çiller'i getirmek için çaba harcadığını söylüyor.
-"Bunun en yakın şahidi benim" diyor.
Ama...
Genel Başkanlık teklifine Tansu Çiller'in ısrarla olumsuz yanıt verdiğini de dile getiriyor.
Son olarak da;
-"Bu senin yazı ile, Ruhat mengü'nün yazısının aynı güne isabet etmesi çok güzel bir tesadüf oldu. Tansu Çiller,bu güne kadar Sayın Cindoruk'a ve bize de söylediği gibi Mengü'ye de açık açık siyasete dönmeyeceğini söylemiş." dedi.
Anlayacağınız...
Kesikoğlu, "Çiller'in geri dönmeyeceğini söylediğimizde kimse inanmak istemiyordu. Belki Ruhat Mengü'nün bizzat Çiller ile görüştüğünü aktarmasıyla bunu anlarlar" diyor...
Aslına bakarsanız tüm bu anlattıklarımız da, bizim dünkü yazımızda yer verdiğimiz "DP Genel başkanlık sıkıntısını biran önce çözmeli" yorumumuzun ne denli doğru olduğunu ortaya koyuyor.