İki gün önce 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramıydı.
Stadyumda tören yapıldı.
Hem de soğuk havaya ve yağışa rağmen.
Dolayısıyla da, törene katılan ve oldukça ince elbiseler giydirilen çocuklar soğuktan dondu.
İçlerinde ağlayanlar, baygınlık geçirenler bile vardı.
Neticede...
Çocuklara soğuk ve yağışlı havada çektirilen çile, Eskişehir'de yayınlanan tüm gazetelerin manşetlerinde yer aldı.
Dün Çağ-Fen'in Eskişehir'e davet ettiği yabancı uyruklu çocuklar gitmiş Vali Kılıçlar'ın ziyaretine.
O da, içlerinden birini yanına çağırıp;
-"Dün sen tören sırasında üşüdün mü?" diye sormuş.
Çocuğun "Üşümedim" demesi üzerine de;
-"Niye üşümedin ki. Ben bile üşüdüm" cevabını vermiş Vali Kılıçlar odadaki gazetecilere bakarak...
Ardından da Milli Eğitimde görevli bir bürokratın;
-"Efendim gazetelerde yazılanlar nedeniyle çok üzgünüz" şeklinde ki ifadesine;
-"Siz onları boş verin" çıkışında bulunmuş.
Öncelikle şunu hatırlatmakta yarar var...
Demokrasi ile yönetilen ülkeler ile, demokrasi dışında yönetilen ülkeleri birbirinden ayıran en önemli faktör, hür basındır...
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde vardır hür basın.
Demokrasi dışı idarelerin olduğu ülkelerde ise, resmi yayın organları bulunur.
Eskişehir tarihinde belki ilk kez günlük yayınlanan 8 gazete aynı yakınmayı, yani 23 Nisan törenlerinde çocuklara çektirilen ızdırabı manşet yapıyor...
Bunun karşılığında;
-"Evet hata yaptık. Çocukları üşüttük. Ama uzun süredir hazırlanılıyordu. Bu hazırlığın boşa gitmesini istemedik. Bundan sonra daha hassas olmakta yarar var" şeklinde bir açıklama bekliyorken...
-"Siz onları boş verin" açıklaması geldi...
Merak ediyoruz...
Ülkemiz demokrasi ile yönetilmiyor olsaydı da...
Çocukların donmak üzere olduğu o törenlerin arkasından resmi yayın organı ne yazardı acaba?