4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BOR MADENİ VE SANAYİ

Sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilik, ülkelerin ve kentlerin, kalkınmasında da sürükleyici bir rol oynar. Madencilik sanayinin itici gücü, katma değeri yüksek olan, kaynak ve istihdam yaratan bir sektördür. Ne var ki ülkemizde, madenler, ne sanayinin lokomotifi, ne de kentlerin ve yerleşim alanlarının, kalkınmasın itici gücüdür.
Nitekim bir okuyucumuz," Eskişehir'de, çıkarılan ve dünyanın da en stratejik madeni olan BOR' un, ne sanayimize, ne de çıkartıldığı, Kırka ilçelerimize, arzu edilen boyutta katkısı yoktur. Bunu nedenini, sizden öğrenmek istiyoruz." Diyerek tepki gösterdi.
BOR MADENİ, ülkemiz, bor teknolojisine sahip olmadığımız veya Danıştay Dava Daireler Kurulu kararı ile gereği mi bilinmez, Eskişehir ve Türkiye'de işlenemiyor. Oysa Danıştay 1.dairesi 1.Mayıs 2000 tarihinde 2000-50 200-67 kararı ile " Eti Holding A.Ş tarafından, ham olarak işletilebildiği ölçüde, rafine bor olarak yurt dışına ihraç edilerek satılan bor tuzlarının, aynı biçimde ham bor ve rafine bor olarak, yurt içinde Türk vatandaşı kişi ve firmalara da satılabileceğine" karar vermişti.
Ancak Danıştay Dava Daireler Kurulu da, " Bor madeni, Yunanistan'a satılabilir ama Türkiye'de, Türk sanayicisine, bor satılmaz" diyen rekabet kurulu kararını onayladı. "BOR MADENİ" ilgili, böyle bir yargı kararı, var mı bugünde geçerli mi bilinmez ama ilgililer bu hususta kamuoyunu aydınlatmalıdır.
Öte yandan, ülkemizde ve Eskişehir'de, borla ilgili çalışmalar, kamuoyu ile paylaşıldı. Mahkeme kararından dolayı mı bilinmez, bir müddet sonra, gündemden düştü.
Nitekim Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, Türkiye'nin, bor ve hidrojen kaynaklarını değerlendirmek amacıyla, bir dizi Ar-Ge çalışması yürüttüklerini, bu kapsamda, 1.5 yıl önce kamuoyuna verdikleri sözü yerine getirerek, bir yakıt pili ürettiklerini belirterek, " ... Pil, hemen tüm sektörlerde kullanılabilecek. Özellikle dizüstü bilgisayar, telsiz gibi aletler için enerji jeneratörü olacak. Bor'a dayalı enerji yatırımları konusunda dünya çapında ses getirecek, başka projelerimiz de var. Ancak şu an açıklayamıyoruz. Şubat ayını bekleyin" diyerek haberi kamuoyu ile paylaşmıştı. Ancak sonuç bugüne kadar kamuoyu ile paylaşılmadı.
Ayrıca BOR MADENİ ile ilgili bir yazımızdan sonra, geçmiş yıllarda, ESO Genel Sekreteri Sayın Y. Emre Heper,' " ... Köşenizde, Bor madeni üzerine yazınızı okudum. Bu konuda son gelişmelerden bilgi vermek istiyorum. ESO ve iki üniversitemiz ile birlikte OSB kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgesi çok özet anlatımıyla bilimsel çalışmaları ve bunların ticarileşmesini teşvik eden bir merkezdir ve şu anda 20 ye yakın firma burada faaliyet göstermektedir. Onlardan bir tanesi de BORTEK ldt şti. tarafından Bor Nitrür ve Kübk Bor Nitrür konuların çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar, Aralık ayı başında odamızda yapılan bir törenle, BOREN Bor Enstitüsü tarafından da desteklenmeye değer bulunmuştur. Bu Boren tarafından desteklenen, ilk özel projedir. Bilgilerinize rica ederim." Demişti ama bu çalışmalarda da gündemden düştü.
Elbette Eskişehir'de, insanımızın, borla ilgilenmesi, memnuniyet vericidir. Eskişehir'e, insanımıza yakışan da budur. Ancak Borla ilgili istekte bulunmak yeterli değildir. Çünkü Bor'la ilgili olarak, aşılması gereken çok büyük engeller var. Türkiye ve Eskişehir' in, bu alandaki engelleri aşabilmesi için, çalışmalarını, yerel, ulusal ve global alanda sürekli ve kalıcı bir şekilde sürdürmek zorundadır
Şu bir gerçek ki dünya bor rezervlerinin büyük bölümü, Türkiye'de bulunuyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, 2002 yılında başlatılan Bor Master Arama Projesi kapsamında yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, 2 milyar ton olan bor rezervlerinin 1 milyar ton artırılarak, 3 milyar ton düzeyinde olduğu saptanmıştı. Bu miktar, dünya bor rezervinin, yüzde 72'sine karşılık geliyor.
Elbette dünyanın, en stratejik madeni olan ve diğer ülkelerde de çok az bulunan bor üretiminde, mevcut kapasite ile gelen talepler karşılanmayacaktır. Hatta yok satacaktır. Bor ürünlerinde talepleri karşılamak amacı ile mevcut tesislerde kapasite artırımına yönelik projeler ile ürün çeşitliliğini artırmaya yönelik katma değeri yüksek, yeni rafine bor ürünleri projelerinin gündeme alınması olumlu bir gelişmedir. Ancak Bor rezervleri, hoyratla harcamak veya üretim ve satış kapasitesi artırmak, üstelik Türk işadamlarına bor'un satışını yasaklamak bu ülkeye yarar değil zarar getirir.
Türkiye, "BOR " ve diğer madenlerden, daha fazla yaralanmak istiyorsa, madenleri sanayinin motoru haline getirmek zorundadır Ancak. Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili mücadelemizde gördük ki, Türk işadamları, madenlerle ilgili yatırımlara, ilgi göstermiyorlar. Uzun vadeli yatırımlardan ise sürekli kaçıyorlar. Çünkü madenlerle ilgili yatırımlar, zaman ve sabır ister. O nedenle de devlet, Türk iş adamlarımızın da maden sektöründe, söz sahibi olması için, teşvik etmeli ve destek vermeli, her türlü kolaylık da gösterilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi