And Dağları'nda birbirleriyle savaşan iki kabile varmış. Bu kabilelerden biri dağların eteğindeki ovalarda, diğeri ise, yüksek yaylalarda yaşarmış. Günün birinde dağda yaşayanlar, ovada yaşayanların topraklarına saldırmışlar ve köylerini yağmalamışlar. Yağmaladıkları arasında ailelerden birinin bir bebeği de varmış ve bebeği alıp dağlara kaçmışlar.
Ovada yaşayanlar dağlara nasıl tırmanılacağını, dağdakilerin kullandıkları patikaları bilmedikleri için, onların peşinden gidememişler.
Ama yine de en iyi savaşçılarından oluşan bir grubu, bebeği bulup geri getirmek üzere dağlara göndermişler.
Bu adamlar, dağa tırmanmak için tek tek her yöntemi, her patikayı denemişler. Fakat, günler süren çabalarına karşın, sadece birkaç yüz metre tırmanabilmişler dağa.
Ovada yaşayanlar umutsuzluk ve çaresizlik içinde, bebeği bulamayacaklarına karar vermişler ve dönüş hazırlıklarına başlamışlar.
Tam dönmeye hazırlanırlarken, bebeğin annesinin kendilerine yaklaşmakta olduğunu görmüşler ve kendilerinin güçlükle ulaştıkları noktaya annenin rahatlıkla ulaştığını anlamışlar.
Sonra da sırtına bağlı bebeğini farketmişler. Ama, "Böyle bir şey nasıl olur?" diye düşünmüşler.
Adamlardan biri anneyi selamlamış ve "Biz bu dağa tırmanamadık. Köyün en güçlü en savaşçı erkeklerinin başaramadığı bir şeyi sen nasıl başardın?" diye sormuş.
Kadın omuzlarını silkmiş ve
"Sizin bebeğiniz değildi de ondan" demiş.
Eskişehir haberleri, Eskişehir gazeteleri, Eskişehirspor haberleri, Eskişehir asayiş haberleri, Eskişehir siyaset, Eskişehir belediyeleri, Son dakika Eskişehir haberleri, Eskişehir son dakika, Eskişehirspor son dakika