Her takım yenilir.
Yenilmeyecek takım da zaten yoktur!
Fakat;
"Yenmek kadar yenilmenin de kuralları vardır."
O kurallara uyarsanız yenilirsiniz!
Örneğin;
Rakibi ciddiye almamak kuralı en tehlikelisidir.
Bu kurala harfiyen uyan takımlar, maçın sonunu getiremez!
Mesela;
Rakibi iyi analiz etmemek!
Son iki deplasman maçını kazanmış rakibinizin bu özelliğini bilmezseniz sizi kolayca avlar.
+++
Yenilgiyi getiren unsurlardan birisi de elinizdeki malzemeyi kullanamamaktır.
Daha doğrusu, elinizdeki malzemeden iyi bir yemek yapacak kadar usta aşçı olmamaktır.
Bu bir kural olmasa da, yenilgiyi getiren en başlıca faktörlerdendir.
Kısacası biz buna;
"İş bilmezlik" diyoruz.
Şöyle diyeyim;
"Geriye düştüğünüz maçta, ülkenin en iyi forvetini daha maçın yarısında çıkarmanın tarifini henüz yapamıyoruz."
Tüm bunları bir araya getirdiğinizde;
"Yenilgi elbette kaçınılmaz oluyor"
Hem de Eksi 5 dereceye rağmen tribüne gelen 20 bini aşkın taraftarınızın önünde...
+++
Denizli maçı tam bir fiyasko bu yüzden!
Yenilginin kurallarına harfi harfine uyulan bir maçtı çünkü.
Galip gelmeyi sağlayacak kuralların tek birine bile riayet edilmeyen bir müsabaka oynadık.
Ne doğru kadro, ne rakip analizi, ne işin ciddiyeti...
Hiç birisi yoktu Es-Es'te...
Dahası;
Rakip Denizli ise maç kazanmayı gerektiren her kurala harfiyen uyuyordu.
Rakiplerinin açıklarını iyi analiz etmişlerdi.
Rakibi nasıl oynatmayacaklarını iyi biliyorlardı.
Hepsinden önemlisi;
Rakip takımın antrenörü maçın her dakikasında kendilerine daha da yardımcı oluyordu.
++++
Lafı uzatmanın manası yok!
Sahiden içimizi acıtan bir yenilgi oldu.
Çünkü;
"Yenilgiyi getirecek her imkanı kendi ellerimizle rakibe sunduk."
Yani bu yenilgi sıradan bir yenilgi değil!
"Şanssızlık" diyemeyiz bu yenilgiye...
"Bir yol kazası" diyemeyiz.
"Kötü günümüzdeydik" lafı bahane bile olamaz.
"Futbolun cilvesi" kelimesini ağzımıza bile alamayız!
"Futbolun adaleti yok!" sözü bu maç için edilemez.
Bu maç için söylenecek tek şey var çünkü;
"Kendimiz yenilmeyi istedik ve yenildik."
"Kendimizden" kastım, bu takımı teknik anlamda idare edenlerdir...
Hala Uğur'dan stoper yaratmaya çalışanlardır.
Futbolun kazanıldığı orta sahayı haftalardır rakibe teslim edenlerdir.
Ligin en iyi golcüsünü yenik durumdayken çıkaranlardır.
Velhasıl;
Takımdaki oyuncuların kişisel gayretlerle işi buraya kadar getirenlerin, bundan sonra bu işi götüremeyeceklerini göz önüne koyan bir yenilgidir...
Bu yenilgi sıradan bir yenilgi asla değildir!