İktidar Partisi AKP, Eskişehir'de gerçekleştireceği iki ilçe kongresini, hem de kongrenin yapılacağı gün iptal edip, erteledi.
Kongrelerin niçin ertelendiği açıklanmadı ama...
Hemen herkes, kongrede ikinci bir adayın ortaya çıkması nedeniyle kongrelerin ertelendiğini anladı.
Biz dahil pek çok kişi de, kongrelerin hem de 'ikinci aday çıktı' diye ertelenmesini olabildiğince eleştirdik.
Bu durumun, AKP Genel Merkezin ne gibi bir zihniyet taşıdığının ortaya çıktığını ifade ettik.
Halbuki bu durum sadece AKP için geçerli değil.
Hemen hemen tüm partilerin Genel merkezleri tarafından uygulanan bir yöntem.
GENEL MERKEZLER, KENDİSİNE MUHALEFET ETMEYECEK İNSANLAR İSTER
Parti Genel merkezleri ve özellikle de Genel başkan, orada ki mevcudiyetini koruyabilmek için sistemli bir yol bulmuşlar.
İl ve ilçe kongrelerinin tamamına müdahale etmek suretiyle, seçilecek olan insanların kendilerine muhalefet etmeyecek kişilerden oluşmasına özen gösteriyorlar.
O yüzden de...
Her kongrede seçilmesini istedikleri ve kendilerine son derece bağlı olacak aday muhakkak oluyor.
Başka bir aday çıkacak olursa, "Bu kazandığı takdirde bize oy vermez. Biz de bu oturduğumuz yerlerden oluruz" düşüncesiyle hemen kongreleri iptal ediveriyor.
Eğer kongreleri iptal edemese bile, bu kez kazanan istemediği adayı, görevden alıveriyor.
Hem de dişe dokunur bir gerekçe bile göstermeden.
GENEL MERKEZLER RİSKLİ İŞLERİ SEVMEZ
Halbuki kongreler yarış meydanlarıdır.
Kendisine güvenen ve bu işi iyi yapacağına inanan insanlar kongrelerde aday olarak ortaya çıkar.
Delegeler ya da üyeler, adaylar arasından en çok teveccüh ettiklerini oylarıyla belirler.
Bunun neticesinde kazanan, il yada İlçe Başkanlığına gelir.
Genel merkez de kongre ile seçilmiş olan Başkan ve yöneticileri "Bu benim yönetimim" diyerek benimser.
Hem de, 'Büyük kurultayda bana oy verir mi?" diye düşünmeden.
Ancak, yukarıda da söylediğimiz gibi, bunu hiçbir zaman böyle yapmaz Genel Merkezler.
Çünkü böyle yaparlarsa büyük bir risk almış olurla.
Öyle ya...
Ya kongrede seçilenler Büyük kongre geldiğinde kendilerine oy vermeyip, muhalefet yaparsa...
KENDİ KOLTUKLARI UĞRUNA PARTİ İÇİ DEMOKRASİYİ HEBA EDER BUNLAR
İşte bu yüzden, Genel Başkan ve Genel Merkezler, parti içi demokrasiyi bir türlü hayata geçirmez.
Partinin demokrasi anlayışı, Genel Başkanın iki dudağının arasından çıktığı kadardır.
Örneğin...
Milletvekili ve Belediye Başkan adaylarını da bu yöntemle belirler Genel başkanlar.
Hemen hepsini, kendisine sonuna kadar sadık olacak kişilerden seçerler.
-"Adayları o şehirde yaşayan o partinin üye ya da delegeleri seçsin. Böylece parti içi demokrasi işlesin" diyecek olursanız, hemen karşı çıkıp;
-"Bu delege yapısıyla aday mı seçilir" cevabını verirler.
Ama, küçümsedikleri delege, kendisini Genel başkan seçtiğinde iş başka oluverir.
Anlayacağınız...
Genel Başkanların nezninde aday belirleyemeyen delege, kendisini göreve yeniden seçtiğinde değerli oluverir.