AKP'yi Yılmaz Büyükerşen'i eleştirdiği için eleştirdiğimde çok kızıyorlar.
Hemen atılıyorlar.
"AKP'nin kimi eleştirip, eleştirmeyeceğine sen mi karar vereceksin!" diyorlar.
Elbette bizim öyle bir ne görevimiz, ne haddimiz olabilir.
Bunu kendileri de bilemelerine rağmen, bu sözleri söylemekten çekinmiyorlar.
Bizim anlatmak istediğimizi bir türlü anlamak istemiyorlar.
Öyle ya;
Yılmaz Büyükerşen'le iyi geçinen bir AKP ortaya çıktığında, pek çoğunun tekerine çomak sokulmuş olacak!

Gazetelerde Ankara Keçiören Belediyesi ile ilgili bir haber yer aldı.
Ankara Çayı ile ilgili yapılmak istenen revizyonda, Porsuk Çayı'nın kıstas alınacağı bilgilerine yer verilmiş.
Haber içeriğinde de Keçiören Belediye Başkanının sözleri var.
Başkan Mustafa Ak; "Bu işi en iyi hoca bilir, Porsuk'u örnek alacağız" diyor.

Ak'ın sözleri ne kendisini küçülttü, ne de hocayı çok yüceltti.
Zaten ortada olan bir Porsuk projesi ve bilinen gerçekler var.
Yani;
Taraflı tarafsız herkes, kenti Venedik'e benzetmeye çoktan çalışırken;
"Ulaşım hızı azaldı, körüklü otobüsler devreye girmeli" diyen bir zihniyetin Eskişehir'de var olmasının ne kadar rahatsız edici bir durum olduğunu, mutlaka ki herkes anlamıştır.
Ancak dışarıdan görülen bu gerçek, Eskişehir'den, olayın hemen dibinden hala fark edilemedi...
İşte bu yüzden diyoruz, 'hocayı eleştirmeyin, puan kaybediyorsunuz.'
'Bu siyaset stratejisi ile yerel seçim kazanmanız mucize' diyoruz.
Ancak;
Yine bilinen siyaset modeli devam ediyor.
Kuşkusuz, nasıl ve ne şekilde politika yapacaklarını AKP şekillendirecek.
Daha önce de dediğimiz gibi;
Biz sadece gazeteci olarak yorumlarımızı yaparız.
Kalanı asla bizim işimiz değil.