İkinci yarının ilk deplasman maçında Bursaspor'a yenilen Eskişehirspor'da mağlubiyetten çok takımın oyunu endişe yarattı.
Aslında ikinci yarının ilk maçı olan Manisaspor ve ardından da hafta içinde oynanan Tokat kupa maçında Kırmızı Şimşeklerin futbolu ile tam hazır olmadığının sinyalini vermişti. Hatta Tokat karşısındaki oyun tam anlamıyla izleyenleri şoke etmişti.
Bursaspor karşısında ise hem sonuç, hem de futbol isyan ettirdi.
Sanki bütün yeniler ilk on birde oynuyormuş ve yepyeni bir takımmış gibi futbolcular birbirini tanımakta güçlük çeker durumdaydı. Ne adam paylaşımı, ne kademe, ne de iki pas vardı sahada...
İlk gol hediye, ikinci gol de ise Sercan'ı durduramayan Eskişehirspor'lu oyuncular üçüncü golde ise bırak pres yapmayı, önünden geçen top ve oyuncuya müdahalede bile bulunamadı. Rakip orta alan ve defansı yol geçen hanı gibi yakalayınca golleri de erken buldu.
Gollerin yanı sıra rakip sık sık pozisyonlar yakalarken, böyle olunca mağlubiyette kaçınılmaz oldu.
30 dakika rakip ceza alanına yaklaşamayan Kırmızı Şimşekler ilk köşe atışını 37. dakikada, ilk şutunu da 42. dakikada attı. İkinci yarıda ise pozisyon bulamayan Şimşekler golü de penaltı ile buldu.
Hadi kazanılan Manisa maçında takım kötü de olsa, "İlk maçtır, kazanmak önemli" dedik, peki Bursa maçında ki futbolda ne demeli.
Bursaspor maçının faturası Eskişehirspor açısından çok ağır oldu.
Takımın sanki lig sonu havasında olması en büyük tehlike. İyi bir hazırlık dönemi geçirilmediği bir gerçek. Tabi bunda sakatların çok olması, Ziraat kupası maçları ve yeni oyuncuların takıma geç katılması etken oldu.
Eskişehirspor için lig böyle gitmez.
İşin başındakiler gereken önlemleri almalı.
Yoksa çok sıkıntılı bir lig geçer.
Kesinlikle toplanan puanlara da fazla güvenmemek lazım.
Cumartesi günü evinde İstanbul BŞ'yi konuk edecek olan Kırmızı Şimşekler artık bu maçla birlikte eski mücadeleci, futboluna dönmeli.
Çünkü Eskişehirspor'a gönül verenler Bursaspor maçındaki Es-Es'i istemiyor.