Covid-19 Sonrasında Endüstri 4.0 – 2


 


Covid-19 salgının mevcut durumunda Endüstri 4.0, sadece fikir düzeyinde bile olsa düşünülmesi gereken bir gündem maddesi midir? Pek çok kesimin Covid-19 sonrasının farklı bir dünya, yaşam ve ekosistem olacağını öngördüğü bu zamanda Endüstri 4.0 hâlâ geçerli bir vizyon mudur? Eğer Covid-19 sonrasında Endüstri 4.0 gelecek tasarımının önemli unsuru olmaya devam edecekse, onun oynaması gereken rol ve yeni iş modelinde yerine getirmesi gereken fonksiyon nedir?


 


Şu dönemde Covid-19 sonrası için önerilen pek çok çözüm, proje veya en genel şekliyle yaklaşım zaten Endüstri 4.0 yapısı içinde yer alıyor. Dolayısıyla bir ‘kriz’ durumu yaratsa da, Covid-19 salgını Endüstri 4.0 vizyon ve zihniyeti doğrulama etkisi yaratıyor. özetle; salgın sonrasında Endüstri 4.0, gelişen ve zenginleşen özellikleri ile iş-işletme ekosistemlerinin yükselen yönelimi olmaya devam edecek. Bundan kuşku duymamak gerekir.


 


öncelikle üreticilerin en düşük maliyet şartlarıyla canlı ve sürdürülebilir kalmayı başarmaları gerekiyor. Bu konu, sadece finansal bir mesele değil; aynı zamanda markanın korunması ve ihtiyaç duyulan insan kaynağının elde tutulmasını veya sağlanmasını da içeriyor. Yeni iş modelinin esnek ve çevik tasarlanmasında yaşananlardan gerekli dersler çıkarılması da kaçınılmazdır.


 


İşletmenin ‘kriz’ sürecindeki durumuna bağlı olarak ‘ayağa kalkıp yürümesi’ için kurumsal göstergelerin görünür ve izlenebilir hale gelmesi gerekir. Bu, yola çıkmanın zorunlu şartıdır. Şu türden soruların sorulması ve cevaplanması sağlanmalıdır: İşletmenin hangi ürün ve hizmetlerine öncelikli talep var? Bu ürün ve hizmetler mevcut yapı içinde üretilebilir mi? Hammadde, malzeme, yarı mamul ve bitmiş ürün stoklarının durumu nedir? İşletme sermayesi, makine ve cihaz parkı ile insan kaynağı düşünüldüğünde imalat kapasitesi hangi düzeydedir? Mevcut durumda hammadde, malzeme ve ihtiyaç halinde yedek parça sağlanabilir mi? Bunları sağlamanın alternatif yolları nelerdir? Dağıtım ağı ne haldedir? Dağıtım için alternatif kanallar bulunabilir mi?


 


Endüstri 4.0 vizyonu; akıllılık (yüksek veri işleme gücü), bağlantılılık ve gerçek zamanlılık olarak özetlenebilecek üç temel üzerinde yükselir. Akıllılık temelinin gelişimi, makine ve cihazların veri işleme gücü ile donatılmasına bağlıdır. Bağlantılılık ise yerel ağlar ile geniş bant İnternet erişimini içerir. Burada önemli vurgulanması gereken unsur ise gerçek zamanlılık olarak özetlenen bir olayın gerçekleştiği anda –neredeyse aynı anda– bu olaya ilişkin veriye erişilebilir olma durumudur. Olayın gerçekleşmesini izleyecek olan ise çok aktörlü sensör (veri toplama) teknolojisidir. Sensörler ile elde edilen veriler yerel ağlar ve İnternet üzerinden yorumlanmak ve değerlendirilmek üzere karar noktalarına ulaşacaktır. Bu durum, ağırlıklı olarak bulut bilişim ortamını kullanan, kolayca erişilebilir bir bilişim sisteminin varlığı anlamına gelir. Bu tür bir bilişim yapısı, gerek Covid-19 darboğazından çıkmanın gerekse ‘kriz’ sonrası dönemi tasarlamanın olmazsa olmazıdır.


 


Covid-19 sürecinin yarattığı olumsuz durum yanında; zaten pek çok işletmenin bilişim yapısı, birbirinden çok farklı yazılım uygulamalarına ve kurumsal birimler arasında tutarsızlıkları olan veri tabanlarına sahiptir. Bu türden bir yapı, enformasyon akışında atalete ve tutarlı tek bir kurumsal göstergeler tablosu elde edilmesine engel oluşturuyor. Dolayısıyla ‘krizden’ kalıcı ve sürdürülebilir olarak çıkabilmek ve sonraki dönemde doğru stratejiler üretebilmek için –uzaktan çalışmaya da imkân sağlayacak– yeni bir bilişim yapısına geçilmesi kaçınılmazdır.


 


(Devam edecek)


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi