
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
EKREM BİRSEN'İN HAYALDEN ÖTE HAYALİ!
Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen'in yanındaydık dün.
Uzun uzadıya kentteki son galişmeleri konuştuk.
Kent konseyi toplantısından tutunda, UKOME kararlarına kadar herşeyi.
Özellikle Kent Konseyi konusunda dertliydi Birsen.
Kendi odası ile birlikte 10 odanın yok sayılmasına oldukça kızgındı.
"Orası Eskişehir için bir şeylerin yapılacağı bir yer.
Sırf siyaset yapmak için bunca örgüt nasıl yok sayılır?" diye soruyor.
Sonrasında esnafın son durumunu soruyoruz.
Sıkıntıları düzeltici tedbirlerin artırılmasını istiyor.
Konuyu UKOME'ye getiriyor hemen ardından.
"Esnafın durumu halen ortada, daha ne isteniyor? Esnafın çektiği daha yetmeyecek mi?" diyor.
Bu sözleri arasında, kararlara karşı çıkan sözlerinin siyaseten anlam bulduğunu hatırlatıyoruz kendisine.
Kuşkusuz ki Birsen'in AKP'den tarafa siyaset yaptığını herkes biliyor.
Bunun karşılığında "Ben koltuğuma oturduğumda bütün siyasi kimliğimi kapının önünde bırakırım, esnafım için çalışırım. Bu kararında esnafın aleyhine olduğunu söyledikse suç mu işledik? Çünkü ortada bir gerçek var. Gecenin bir yarısı esnaf nasıl malını indirip, yüklesin?" diye soruyor.
***
Bunları konuşurken kentteki gergin havaya geliyor sohbet.
"...Herkes tarafı olduğu kenara çekilmiş, ve o taraf için elinden geleni yapıyor.
Hatta haksız olduğunu bile bile çoğu konuda diretenler oluyor" diye bir konuşma çıkıyor bizden.
Birsen'de işte bu duruma çok takılıyor.
"Keşke doğrulara herkes doğru dese de, bu kent orta yolu bulup, sorunlarını halletse!" diye devam ediyor.
Birsen'e göre kentteki bu çatışma ortamı devam ettiği sürece, kent bir adım dahi ileri gidemeyecek.
Bu yüzden kavgaların bırakıldığı, kentin çıkarları için herkesin iyi niyeti ile bir araya geldiği ve tüm kinlerin unutulduğu bir Eskişehir istiyor.
Birsen'in sözleri sanki hayal ama bir 'amin' demeyi ihmal etmiyoruz yinede...
***
Neden hayal olduğu konusunu aslında açmaya bile gerek yok.
Çünkü kent son yıllarda öylesine bir hal aldı ki;
Tam bir zıt kutupların savaş alanı haline döndü.
Bu savaş halinde ise Birsen'in hayalini kurduğu ortak akıl sürecinin ortaya çıkması, gerçekten de sadece hayalde kalır.
Baksanıza; işi sadece belli bir kısma cevap vermek olan ve sanki başka bir misyonu ve görevi olmayan gazeteciler! türedi.
Böylesine bir kent tablosunda 'biraraya gelip, sorun çözmek' hayalden bile öte hayal değil mi?