
Gürcan Banger
Eskişehir ve Raylı Sistemler
4 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazete’de 3 Mart 2020 tarihli, 6 maddelik bir “Cumhurbaşkanı Kararı” yayınlandı. Söz konusu karar; kısa adı TüRASAŞ olan “Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketi” isimli kamu nitelikli bir şirketin kurulmasına ilişkin… Karara göre; TCDD’nin bağlı ortaklıkları olan Eskişehir’deki Tülomsaş, Sakarya’daki Tüvasaş ve Sivas’taki Tüdemsaş birleştirilerek iktisadi devlet teşekkülü olarak TüRASAŞ haline dönüşecek. Merkezi Ankara’da olmak üzere bu şirket, (TCDD’nin devreden çıkmasıyla) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı biçimde kurulacak.
Cumhurbaşkanı Kararı’nda yer almayan (faaliyet alanı, görevleri, organları, sermayesi ve diğer ilgili huşular gibi) ayrıntılar, şirketin kuruluş sözleşmesinde (ana statüsünde) açıklığa kavuşacak. Ayrıca 3 ay içinde kurulması öngörülen şirketle birlikte birleşen 3 ortaklığa ilişkin hak, yükümlülük, varlık ve personel yeni şirkete devredilmiş sayılacak. Bu arada sözü edilen 3 şirketin üst yönetim kadroları da ortadan kalkmış olacak.
önceki örneklerde olduğu gibi; bu karar da Eskişehir için sürpriz oldu. Kent olarak haklarımızı savunmasını öngördüğümüz seçilmişlerden bir kez daha herhangi bir işaret alamadık. Eldeki verilerle yeterli yorum yapmak zor… Kararı, siyasal tercihleri nedeniyle ve Tülomsaş’la ilgili olumsuz anılarından dolayı koşulsuz alkışlayanlar olacaktır. Aynı şekilde kuşkudan komploya kadar farklı bakışlar da olabilir. Ama kesin olan bir nokta var ki; bugüne kadar Eskişehir’den yönetilen bir kurumun yönetimi TüRASAŞ’ın kurulması ile birlikte Ankara’ya geçmiş olacak. Birleşmeye konu olan üç kuruluşun en kapsamlı olanının (hatta Türkiye’de ilk kamu niteliğinde ar-ge merkezine sahip kuruluşun da) Tülomsaş olduğu düşünülürse yeni durum, “Eskişehir kaybediyor mu?” şeklinde sorulara yol açıyor.
Eskişehir’de demiryolculuk, kent kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu kentin yerlisi olan veya 19’uncu yüzyılın sonları ile 20’inci yüzyılın ilk yarısında bu şehre göç etmiş olan her ailede bir demiryolcu vardır. Eskişehir halkı, demiryolunu ve demiryolcuyu sever. Bir deniz kentinde liman ne ise Eskişehir için Gar ve çevresi öyledir.
Eskişehir’in küçük bir yerleşimden bir kent haline dönüşünün ilk adımlarında demiryolunun özel yeri ve ağırlığı var. Adeta 1871 yılında Osmanlı Padişahı’nın Haydarpaşa – İzmit demiryolunun yapılması için gösterdiği irade Eskişehir’in müstakbel gelişiminin de işareti olmuş. 1873’de işletmeye açılan bu hattı takiben 1888’de demiryollarının Ankara’ya kadar uzatılması kararı alınmış ve 1889’da başlayan yapım işleri, hattın 1892’de Ankara’ya ulaşması ile sonlanmış. 1893 yılında ise Eskişehir – Konya hattının yapımına başlanmış. Ardından Eskişehir – Kütahya hattı işlenmeye alınmış. özetle; bu tarihten sonra Eskişehir’i demiryollarından, demiryolunu Eskişehir’den ayrı düşünmek mümkün değil.
Bilebildiğimiz tarih, Eskişehir’de demiryollarının ekonomik ve sosyal olarak ciddi bir canlılık yarattığını anlatıyor. O yıllarda yolu Eskişehir’den geçen seyyahların tümü bu hareketlilikten söz ediyorlar. Daha önceki seyahatnamelerde Eskişehir’den pek söz edilmezken, 1890’lı yıllarda Eskişehir’le birlikte lületaşının da daha iyi tanınmaya başladığını görüyoruz.
1895’te Eskişehir’in nüfusunun 20 bine ulaştığı kaydedilmiş. Bu tarih dolaylarında demiryolunu yapan ve işleten yabancı ortaklı şirket, Haydarpaşa’da konuşlanmış atölyelerini Eskişehir’e taşıma kararmış almış. Böylece önce ELMS, daha sonra Tülomsaş olarak bilinen demiryolu endüstrisi işletmesinin yolu açılmış oluyor. Cer Atölyesi olarak bilinen ilk oluşum, konuya ilişkin meslek okullarının açılmasıyla da demiryolunun Eskişehir’de bir yaşam biçimi haline dönüşmesini sağlıyor. Yine aynı dönemde bu atölyede çalışan yabancı uzmanların Eskişehir’de tarımın gelişmesinde rol oynadıklarını söylemeliyiz.
Eskişehir’in bir üniversite kenti olduğunu biliyoruz. Son derece gelişkin sanayi bölgeleri ile ülkenin en üstteki kentleri arasına tırmanıyor. Sosyal yaşanabilirlik endeksleri açısından pek çok rakibini geçti. Doğal, tarihi ve kültürel varlıkları açısından son derece zengin. Yerüstü ve yer altı su zenginliği ile bir kenti niteliği taşıyor. Ama unutulmamalı ki; Eskişehir, aynı zamanda bir demiryolu kentidir.
Geçmişinde demiryolunun son derece önemli bir yer tutan Eskişehir’i ülkenin demiryolu endüstrinin merkezi konumuna taşımanın zamanı çoktan geldi de geçiyor. Şehir, bu önemli deneyimini yeni inovasyon açılımlarına taşımak zorundadır.
Eskişehir’de Tülomsaş’ın varlığı kendi başına bir hazine özelliğindedir. Diğer yandan bölgesel sanayinin raylı sistemler sektörüne yatkınlığı bir diğer avantaj olarak görünüyor. Yukarıdaki tespitler, Eskişehir Sanayi Odası’nın öncü girişimleriyle Raylı Sistemler Kümelenmesi’nin (RSC) oluşmasına hız verdi. Anadolu üniversitesi bünyesindeki Raylı Sistemler Mükemmeliyet Merkezi ve Raylı Sistemler Ar-Ge Test Merkezi çalışmaları gelişerek ilerliyor. Eskişehir Osmangazi üniversitesi bu sektöre önem vererek yüksek lisans programı açtı. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi ERUSİS etkinliğini sürdürülebilir hale getirme çabasında. Diğer mühendis odalarının da benzeri çalışmaları var. Meslek odalarının ve iş dünyasının sivil toplum örgütlerinin giderek konunun daha fazla bilincinde olduklarını ve sektöre destek verme çabaları gösterdiklerini biliyoruz. Dünyanın pek çok ülkesinden ilgili kümeler ve şirketlerin işbirliği ziyaretlerine tanık oluyoruz. Tüm bu çalışmalar demiryolları konusunda Eskişehir’in yeniden yükseldiğini ve küresel rekabette yer aldığını görmeyi istiyoruz. “Tüh” demeyelim.