Eskişehir’in kıymetini bilenler görev başına…

Dünyayı sarsan korona virüs salgını sonrasında tarımsal üretimin önemi daha net olarak anlaşıldı.

Türkiye’de de ‘’tarımsal üretimin önemi’’ konusunda sürekli nutuklar atılıyor.

Söylenilenler oldukça güzel…

Peki ya yapılanlar?

Söylenilenlerin tam tersi…

Tarımsal üretimi geliştirmek için çaba harcanması, üreticilere destek verilmesi gerekirken, ‘’tarımsal üretimi bitirecek’’ adımlar atılıyor.

Bu adımların hedefindeki yerleşim birimlerinden birisi de Eskişehir…

Adımlar arka arkaya atılıyor…

Bir adım durdurulsa yeni bir adım geliyor.

Alpu Ovası, büyük mücadeleler sonunda yok olmaktan kurtarıldı.

Arkasından Kaymaz bölgesini hedefleyen büyük bir adım geldi.

Var olan ‘’zehir havuzları’’ ile yaratılan tahribat yetmezmiş gibi yeni bir ‘’zehir havuzu’’ için girişimler başlatıldı.

Çanakkale’ye yaptırılmayan ‘’zehir havuzu’’ Kaymaz Bölgesi’ne yapılmak isteniyor.

Yapıldığında olacaklar belli…

Bölgedeki tarımsal üretim de hayvancılık da yok olacak…

Dahası bölge insanlarının sağlığı da ağır darbe yiyecek.

Bu büyük tehlikeye karşı mücadele devam ediyor.

Tehlike henüz püskürtülmüş değil…

Bu büyük tehlike püskürtülmeden ortaya çıkan yeni ve daha büyük bir tehlike var.

Hedefindeki yer de Alpagut ve Atalan Mahalleleri…

Bir başka anlatımla da Sakarya Vadisi…

Özelliklerini ve önemini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok.

Toprakları son derece verimli…

İklimi bile Eskişehir’den çok farklı…

Tarımsal üretim için gerekli tüm koşullar fazlasıyla var.

Üretim de yapılıyor zaten…

Türkiye’nin narenciye gereksiniminin yüzde 20’si bu vadiden karşılanıyor.

İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerin sebze gereksiniminin yüzde 90’ı yine bu vadide yapılan üretimle karşılanıyor.

Vadideki üretimin daha da geliştirilmesi gerekir.

Gereken bu da yapılan tam tersi…

Bu bölgede büyük bir şirket tarafından ‘’Siyanürlü altın-gümüş maden ocağı, cevher zenginleştirme, hazır beton tesisi ve su temin gölleri projesi’’ gerçekleştirilmek isteniyor.

İlk adımı atıldı.

Bu adım önlenemezse olacaklar belli…

Sakarya Nehri büyük tahribata uğrayacak…

Aynı şekilde tarımsal üretim de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

Dahası 723 futbol sahası büyüklüğünde orman alanının yok olmasına neden olacak…

Sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.

Uzun sözün kısası başka bölgelerde örnekleri görüldüğü gibi bir ‘’çevre felaketi’’ yaşanacak…

Elbette ki, insan sağlığı da doğrudan etkilenecek…

Tarımsal üretimi daha da önem kazandığı bir çağda yapılacak iş değil…

Ancak yapılmak isteniyor.

Kesinlikle önlemek gerekiyor.

Bu konuda da iş yine Eskişehir’i sevenlere ve çevre dostlarına düşüyor.

Oluşturulan bir platform var.

‘’Eskişehir Kıymetlidir Platformu’’…

Oluşturanlar; Kent Konseyleri, Sivil Toplum Kuruluşları, Eskişehir Barosu, TEMA Vakfı Eskişehir İl Temsilciliği, Akademik Meslek Odaları, ESÇEVDER, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi ve Odunpazarı Belediyesi…

Böylesi tehlikeleri önlemek için mücadele veriyor.

Bu mücadelenin desteklenmesi şart…

Evet, Eskişehir gerçekten çok kıymetli bir şehir…

Bunu bilen, kentini seven tüm Eskişehirlilerin bu mücadeleye katılması şart…

Bu vazgeçilmez bir görevdir.

Doğamız, çevremiz, sağlığımız ancak o zaman güvence altına alınır.

Evet Eskişehir’in kıymetini bilenler görev başına…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vedat Alp Arşivi